0
Cumartesi günüydü ve her şey yolunda gidiyor. Attım yuttum başlamıştı Süleyman ile Ercan rakipti. Süleyman attım yuttumda "istanbul büyük şehir belediyesi spor" diyerek ilk kozunu kullanmıştı Süleyman'ın planını az çok tahmin etmiştim ama Ercan altta kalmamıştı ve ihaleyi kazanarak beni seçmişti. Tabi futbolu iyi oynarım mahallemdekiler bilirler. "GiREN ÇIKAN YOK" diyerek kolasına olan maç başlamıştı. Temiz golüm sayesinde 1-0 öne geçmiştik, maçın ortasından bigiblet ile geçen zengin binleri vardı. Genelde sitenin dışına çıkmazlardı onlar çıksalarda anca bigibletleriyle çıkarlardı şimdide üniversitede arabaları vardır kesin muallaklerin. Neyse maça devam ederken iki yaşlı teyze pazar masrafını görmüş sahamızın ortasından geçiyorlardı. Bizim Hüseyin durur mu yapıştırmıştı klişeyi "Sahada yabancı madde var durdurun maçı" Teyzelerde gittikten sonra bir engel kalmamıştı maç yapmamamız için. Derken huur çocuğu Hidayet'in 2 golü ile 2-1 geriye düşmüştük. Ortalık biraz kızışmıştı ama herkes soğukkanlılığını koruyordu. Bizim takımdan Ferdi'ye faul yapılmıştı ve baraj tartışması boy göstermişti. Ben Lütfü'ye "Sen babanın yanında böyle mi yürüyon?" diyerek sert bir şekilde tepkimi dile getirmiştim. Frikiklerim iyi değildir bu konuda kendimi övemem fakat çok p.v. hooijdonk vidyosu izlemiş ibrahim topun başına gelip topu 2 taş arasında çok rahat bir şekilde yuvarlamıştı 2-2 bitirmiştik maçı. Hep beraber para birleştirip kolayı 2 takımda içmişti. Maç bitmişti ama tek maç ile enerjimizin bitmeyeceği belliydi, Hüseyin'in "Lan alman oynayalım olum" demesi herkesin aklına yatmıştı. Ben her zamanki artistliğimi yapıp "siz ayak ile sektirin ben kafayla sektiririm" diyerek belli etmiştim. Kaleye Ercan geçmişti, bahtsız arkadaşımız Alman'da ilk çıkarak anne lakabını almıştı kız kardeş Hüseyin erkek kardeş Ferdi ve baba Ben olmuştum. Mahallede 2 tur Ercan'ı "gibecem seni karım değil misin geeeeeell" diyerek koşturmuştum. Biraz yorulmaya başlamıştık akşama Galatasaray-Fenerbahçe derbisi vardı. Topun sahibi olduğu için maça aldığımız Kaan, Süleyman'ın topun üstünde oturduğu görünce sert bir dille "oturma topa olum top yumurta oluyor." demişti. Süleyman'da "hasgibtir leahshd" demişti, ne dediğini pek anlamamıştık ama topun üstünden kalkarak her şeyin yoluna girmesini sağlamıştı. O sırada akşam ezanı okundu Kaan ve Ercan'ın annesi "Hadi olum eveee" diye bağırarak biricik kardeşlerimi eve soktu. Bizde 3 kişi kalmıştık Ferdi, Süleyman ve ben. Bende internet kafeye gidip 3 kişi bir masaya oturarak ferre izleyelim teklifinde bulunmuştum, onlarda pipileri kalkmış bir şekilde teklifimi onayladılar. internet kafede boş yer olmaması çok sinirimi bozmuştu fakat bu ferre izlememize engel değildi ve olamazdı. En sonunda masa boşalmıştı ve Ferdi girişken bir tavır ile "Mehmet Amca masa 7 bir saat" diyerek masayı açtırmıştı. Hangi siteye girelim tartışması yaptıktan sonra ortak kararımız teyzem.com olmuştu. Saat 7'e geliyordu ve derbiyi izlememiz lazımdı. Tralles kahvesin'de televizyonun önüne perde çekmiyorlardı ve beleş izlememiz için kaçırılmaz bir fırsattı. Bütün maçı boyumuzun kısa olması nedeniyle parmaklarımızın ucunda izlemiştik. 6 tane atacağımızı hiç tahmin etmiyordum aslında beni şaşırtan şey Ümit Özat'ın gol atmasıydı. Hava kararmıştı Timuçin Abi ile Mehmet Can Abi dut ağacının altında oturuyorlardı. Bizde oturduk bize kız nasıl gibileceğine dair bir kaç teknik göstermişti mahalle abilerimiz. Kız gibemeyeceğimizi bile bile dinlemiştik sebepsizce. Artık saat geç olmuştu eve gitme vaktiydi. Eve girdim 7 saattir tuttuğum takumu klozete bırakırken dizimin üzerindeki yaraları soymaya başladım sanırım en zevkli şey oydu. Bir cumartesi günüde böyle geçmişti, pazar gününü, banyo saati ve şahane pazarın geç olması nedeniyle pek sevmezdim onun için hiç bir zaman güzel bir pazar günü geçiremedim. Eski cumartesiler çok güzeldi be dıbına koyim.