+1
yine ilginç bir adamla tanışmıştım bu ortamda. adama nereli olduğunu sorduğumda " dünyalıyım " demişti,ben de hiç benzemediğini, daha çok jupiterlilere benzediğini söyledim,o da her polis çevirmesinde aynı şeyi duyduğunu söyledi.
dedim güzel,bu adamdan yol çıkar.
gece çıkışı bir kaç kadın prodüktör müsvettesi rezil huur çocuğu, dünyalı ve ben gazella nın türkü barına gittik.
bu arada gazella demişken hep yazacağım unutuyorum, travestilerin de çoğu torbacıdır. gidip düz bir şekilde sorun o da düz bir şekilde cevap verecektir.
neyse yine gazellanın gözde travestileriyle dolup taşan mekanda içerde onlarca ikinci sınıf işadamı adı altında travesti gibip evindeki çoluğunu çocuğunu hiç eden huur çocuklarıyla takıldık bir müddet. dünyalıyla tanıştırdım hepsini.
dünyalı benim kafadandı. rahatça selam dünyalı ben dostum diyebildim. böyle insanlara ihtiyacım vardı gerçekten. herkes yakınımdı ancak kimseye bir sıkıntımı açamıyordum. hoş ; derdim de yoktu.ama olduğu zaman açabileceğim bir kişi yoktu.
aslıya duyduğum ihtiyaçı karşılıyordu.ben sadece cidden konuşup anlaşacak insan arıyordum. ancak ne kahpem ne kerem ne de başkası bunu karşılayabiliyordu.ben oturup " ufka uzanan yolu sana gelen yol sanıp kendime güldüğümü nereden bileceksin " diye mırıldandığımda bana hikayesini analtacak insanlar arıyordum.
dünyalının hikayesi klagibti. herhangi bir dostoyevski paragrafı gibiydi. bodrum katta oturup üst kattakilere küfür etmekle geçiriyordu hayatını. beyoğlunda yaşadığı için çevresi de genişti,her türden kadınla yatmış her türden kadını aldatmış ve aldatılmıştı,ama benim gibi nefes aldığı sürece duygularını ve pgibolojisini önemsemeyen, önemsediği anda kendini basite indirgediği için kendisini küçük düşürdüğünü düşünen birisiydi.
insanları ve kendimi et olarak görmüyorum. tabi ki bir takım pgibolojik gereksiz alet ve edevatlarımız var ancak her şey anlık.
dünyalıyla epey zaman geçirdik, beraber iş yapmaya başladık. aslıyla nasıl bir dostluğum varsa ona da aynısını sundum. aslı da ortalardan kaybolmuştu, artık çocuğu kucağında çıkmıyordu karşıma iki de bir.
dünyanın bir vatandaşıyla dünyanın en gibindirik şehirlerden birinin dıbına koyuyorduk her cumartesi gecesi. bodyguardlara içi otlarla dolu sigara sunuyorduk. herkesin mekanlara girmesini sağlıyorduk elimizden geldiğince.
yine günlerden bir gün cumartesi gecesi bir bodyguardla muhabbet ederken tadımız acayip kaçmıştı.
Tümünü Göster