1. 451.
    +1 -2
    Sanırım çarşamba gününün akşamıydı, çalışma masamda fizikle sevişirken telefonumu uzak bir köşeye bırakmıştım tabi. Salı ve çarşamba günü dershaneye gitmemiş ve o haftayı evde kamp yapma haftası olarak kafamda belirlemiştim. Bunda önceki günlerde yaşadıklarımın etkisi oldukça büyüktü tabi ama herkese hastayım deyip duruyordum. işte çalışmamı bitirip ara verdikten sonra telefona bir bakayım dedim ve Eylül hocanın 4 cevapsız çağrısını, 2'de mesajını gördüm telimde. O sahnede inanın korkudan ne yapacağımı şaşırdım çünkü mesajlar direk emir verir cinstendi. Bir mesajda neredesin sen, kaç gündür dershaneye gelmiyorsun? yazıyordu, diğer mesajda ise çağrılarıma da mı cevap verilmiyor artık! Elinde sonunda dershaneye geleceksin sen ve tıpış tıpış da yanıma geleceksin, o zaman görüşeceğiz beyefendi! yazıyordu. Bunları okurken o kadar tırsmıştım ki geri dönüş bile yapamadım. En son uyumadan önce bir mesaj daha aldım; Hepsinin hesabı verilecek merak etme sen, yarında gelmezsen annenle şahsen görüşeceğim ona göre. Hadi şimdi iyi uykular bakalım sana yazıyordu. O mesajla ahanda şimdi sıçtık dedim net bir şekilde. Bir sürü şey kurdum kafamda, neler söyleyeceğimi düşündüm durdum gece boyunca ve tabi doğru düzgün gözüme uyku da girmedi. 3-4 saat arasında bir şey uyumuşum koca gece boyunca.. Perşembe sabahın köründe kalktım, hemen hazırlandım iyice baktım kendime ve o gün bir şeyler yaşayacağımı biliyormuş gibi her şeyimi ekgibsiz yapıp düzgün bir şekilde dershanenin yolunu tuttum. isteyerek erken geldim 20 dakika kadar, daha gelen hoca yoktu pek. Hemen yukarı çıkıp Eylül hocanın odasına daldım. En sevdiği çikolataları almıştım, belki siniri birazcık olsun azalır diye hemen masasının üzerine bıraktım (maksat şirinlikte yapmaktı tabi) ve sınıfıma doğru hızlı adımlar eşliğinde yürüdüm. ilk 2 ders geçtikten sonra, daha doğrusu 2. dersin son 3-4 dakikasında telefonuma bir mesaj geldi. Eylül hocadandı ve zille birlikte 2 neskafe kap gel odama yazıyordu. Hiçbir ifade yoktu mesajda, bu biraz ürküttü beni ama sonuçta 2 neskafe kap gel demişti. Beraber oturup çikolata eşliğinde neskafe içip sohbet edeceğiz herhalde dedim en masumane düşüncelerimle. Tabi zil çalar çalmaz hemen yukarı fırlayıp kantinden neskafeleri aldım, ardından da aşağı indim. Elimde kahvelerle odanın kapısını çalıp içeri girmemle beni Eylül hoca ve Yeliz hocanın kız kardeşi Yeşim karşıladı. Yeşimden daha önce az biraz bahsetmiştim, Yeliz hocanın Halkla ilişkiler okuyan 22-23 yaşlarındaki kardeşiydi. Son sınıftı sanırım, benden 5 yaş falan büyüktü diye biliyorum. Yeliz hoca kadar güzel olmasa da kesinlikle onun kadar hatta belki de daha fazla bakımlıydı. Odaya girdiğimde bana bakıp gülümsedi, bu hoşuma gitti ama resimler aklıma geldiğinde şoke oldum. ilk başta Yeliz hocanın kardeşi olduğunu hatırlayamamıştım, sadece Eylül hocanın bir arkadaşı sanıyordum. Kapıdan içeri girdim, hoşgeldin Cancım deyip güler bir yüzle karşıladı tabi beni Eylül hoca. Ardından da elimde kahvelerle beklerken, ne bekliyorsun tatlım biri benim diğeri de Yeşim hanımın; servis yapsana artık dedi gülerek. Bir an kendimi oldukça tuhaf hissettim tabi, hala Yeliz hocanın kardeşi olduğunu bilmiyordum ve tanımadığım birine bu şekilde hizmet ediyordum. Kahveleri verdikten sonra, günlerdir sana ulaşamadığımız için güzelim sürprizden de haberin yok tabi seni. Dur sürpriz devam etsin hemen söylemeyelim deyip göz kırptı Yeşim'e ve gel bakayım buraya deyip bana doğru döndü sandalyesiyle Eylül hoca. Efendim hocam deyince, şu çizmelere bir el at ve kölecim; bak daha yeni aldım ama ne hale geldiler dedi. O anda kıpkırmızı oldum! Normalde neredeyse hiç köle falan demezdi ve hiç tanımadığım birinin yanında bu şekilde hitap etti bana. Yüzüne bakakaldım bir süre ardından da anlayamadım hocam dedim? Off uzatma hadi, Yeşim'de görmek istiyor zaten ne kadar istekli bir şekilde bize hizmet ettiğini dedi. Bize? dedim içimden, ahanda gerçek anlamda şimdi sıçtık. Gelene geçene rezil ediyorlar beni dedim içimden ama el mahkum 'peki efendim deyip eğildim önünde. Efendim deyip eğilince Yeşim hanım kahkaha atmaya başladı, sinir oldum ama bir şey yapamadım tabi. Bu arada Eylül hocanın üzerinde siyah, beyaz çizgili enfes bir tek parça elbise vardı. Miniydi ve içine de siyah ince bir çorap giymişti. Çizmeleri de oldukça alımlı, dize kadardı. Önce bir inceledim, ardından amaan battı balık yan gider deyip oldukça şıksınız bugün hocam, gözlerimi alamıyorum sizden dedim. Bunu duyunca bayağı bir havalandı tabi, gerçi herkesten duyuyordu bunu ama Yeliz hanımın yanında bunu benden duymak daha da bir egolarını tatmin etmesine yetmişti. Tabi bende bunu bildiğim için verdim gazı
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster