1. 3526.
    +4
    ikinci haftanın sonunda iyiden iyiye hayatın bize güldüğünü düşünüyorduk. Tatil yapmayı plajda oturup ot çekmek sanan 3 maldık. Hafiften yanan ateşin çevresinde kafamızı, samanın öğütülmüş halinden farksız bir otla sıfırlıyorduk. Suzan ve ferhat gülüşüyorlardı. Bense bi tak olacak diyordum bir şey biliyorsam o da benim için hayatın kısa zaman içerisinde taka saracağıydı. Bunun bir yanılgı olduğunu düşünüyordum. Mutlu olduğumu sanıp bir yerden tokat yiyeceğimi. Düşünmemeye çalıştım. Biraz da ben güleyim dedim.
    -bravo arjantinli. Malın biri olduğunu düşünüyordum ama hepimizi düzlüğe çıkardın, dedi suzan.
    hiç düzgün bir iltifat duymamadan ötürü bu laftan sonra kendimle gurur duydum.
    -hala yüzme bilmiyorsun ama. Öğren artık yüzmeyi.
    • ne yüzme bilmiyor musun gerçekten, dedi ferhat.
    +hayır bilmiyorum.
    • benim babamda bilmezdi. gibtir et.
    +baban ne yapardı.
    • sahil güvenlik değildi.
    +isabet olmuş.
    -hadi arjantinli yüzüyoruz, dedi suzan ve önceki gibi çekiştirip denize fırlattı beni.
    dalgalar durgun olmasa kesinlikle boğulurdum. Bizim dışımızda birkaç kişi daha denizdeydi. Sırtüstü yatmış şekilde gökyüzünü izliyorlardı. Suzan da etrafımda döne döne kulaç atıyordu. ayaklarımın üzerinde durup ona bakıyordum. Ardından suzan kafamı denizin içine sokup sokup çıkarmaya başladı. O korkuyla ellerimi sağa sola çırpmaya başladım. Kafamı kaldırdığımda kıyıdaydım. Yüze yüze gelmiştim. Yüzmeyi öğrendin diye bağırıyordu suzan. Bende şaşırmıştım bu duruma. Ardından tekrar yüze yüze suzan’ın yanına gitmeye çalışırken öğrenmediğimi farkettim. Sanırım öncekinde kıyıya doğru koşmuş olmalıydım. Sene 2013 ve ben hala yüzme bilmiyorum.
    ···
   tümünü göster