sozluk formati

işten çıktığımız bir gün yine jülide ile bana kalan ferhat’ın evine gittik. Sabaha karşıydı. Uzun süredir yatmamıştık. Sabah ezanını okuyan imam ereksiyon haline geçmemi engellese de son sözünden sonra şahlandım beden halinde. Hafiften uykulu görünümdeydi jülide. Bende elimi yüzünü hafifçe çekip öptüm. Gülerek dur uyuyalım dedi. Cidden zor durumdaydım ve duracak gibi değildim. Yüzüstü yatırıp üzerine çıktım. Hala gülüyordu jülide. “sakin sakin yavaş ol” diyip duruyordu. O gün plajda gördüğümden beri bu şekilde durmam bile sabırlı oluşumun kanıtıydı. Tişörtünü sıyırıp her zaman ki kopçasını açamadım sütyenin. Neyse ki o da istekliydi bu sefer. Kendisi çıkardı sütyeni. Bende gömdüm kafayı içi yağ la dolu olan kabarıklığa. Elimi pantolonunun içine attım. Zaten ıslanmış haldeydi. Biraz daha istekli olması için elimi hızlı hızlı hareketlerle vajinasında gezdirdim. Vücudunu kasa kasa inliyordu. Pantolonunu çıkarıp vücudunu yalamaktan beter hale getirdim. Eğer yalamakla gusül abdesti alınsaydı çoktan abdestliydi jülide. En ufak şekilde yalanıp salyaların bırakılmadığı yer kalmamıştı neredeyse. Ardından pantolonu çıkarıp işi uzatmadan girdim içine jülidenin. Bacaklarını kaldırdı yukarıya doğru. Bende seri seri gidip geldim. Daha yeni yeni zevkin doruklarına çıkmaya başlamışken boşaldım. Neyse ki zamanında anladım mallık yapacağımı ve dışarı boşaldım. Uzun süre biriyle yatmamanın ve elizabetin getirisi erken boşalma olmuştu. “bu kadar mıydı “ diyip güldü jülide. Yerin dibine sokmuştu beni. “ne yapalım ayda bir olursa böyle erken olur işte” diye saçma bir cümle kurdum. Sabaha kadar jülidenin kahkahalarını dinleye dinleye yatıp uyuduk.