1. 1.
    0
    duyma 20 kilohertzlik ufak bir aralıktaki hava titreşimlerini algılamaktan ibaret. bunların farklı kısımlarını algılayabilseydik

    çok daha başka duyularımız olacaktı. keza dokunma da birçok duyunun birleşimi, örneğin kaşınma ayrı bir duyu. tüm bunlara bakıp hala

    insan en mükemmel canlıdır diyebiliyorsanız gerçekten inancınızı tebrik etmekten başka yapabilecek şeyim yok. cennette payınıza

    en çok huri düşen kişi olursunuz muhtemelen. neyse, lafı daha fazla uzatmadan diğer bir yanılgıya geçiyorum. özellikle adnan yahya

    çok kullanır bu savı: "evrim yoktur çünkü geçmişten binlerce canlı türünün fosili bulunduğu halde tek bir tane ara tür bulunamamıştır.

    adnan yahya'nın ara türden anladığı ise kafası kertenkele vücudu ördek şeklinde bir canlı! ve böyle bir canlının fosili bulunmadığı için

    evrimin geçersiz olduğunu söylüyor. bu kısaca şu demek: benim yukarıda yazdığım balık ve kertenkele şeklinde iki ayrı türe dönüşen balık

    türü örneğimin geçerlilik kazanması için bir kısmı kertenkele bir kısmı balık şeklinde bir canlının olması gerektiğini savunmak demek

    ve hala bilimden bihaber bu adamın arkasında milyonlarca hayran kitlesinin olması herhalde toplumumuzun ne kadar cahil kaldığının

    en büyük göstergesidir. bir diğer yanılgı ise canlılığın nasıl başladığının bilinmemesi (öyle sanılması) ve evrimin bu yüzden geçersiz

    olduğu. birincisi evrim canlılığın nasıl başladığıyla ilgilenmez. evrim canlılar arası farklılaşmayı açıklar dolayısıyla bu tezin evrimle

    uzaktan yakından alakası olamaz. ikincisi canlılığın cansız moleküller tarafından oluşturulduğu görüşü bugün birçok deneyle desteklenmiş

    durumda ve birçok bilim adamı tarafından kabul gören bir teori. daha iyi anlamanız açısından

    şu linke göz gezdirmenizi tavsiye ederim: http://evrimagaci.org/makale/34/ yeri gelmişken şuradakileri: http://evrimagaci.org/sayfa/makale-arsivi/ okumanızı da öneririm.

    evrim hakkında kafanızda kalan tüm sorulara yanıt bulabilirsiniz sanırım. ayrıca googleda abiyogenez diye aratarak veya vikipedi

    dış kaynaklarda bulunan makalelere göz gezdirerek daha detaylı yazılar bulabilirsiniz bu canlılığın cansızlıktan başladığıyla ilgili.

    evrimi tam olarak anlamak için attığım makale linklerini göz gezdirmenizi öneririm ama özellikle evrimin en büyük dayanaklarından olan

    doğal seçilimi anlamak evrimi anlamada çok kritik role sahiptir o yüzden en başta şu makaleyi okumanızı öneriyorum: http://evrimagaci.org/makale/108/

    tüm bunların yanında dawkins bu evrimsel sürecin tüm evrene uyarlanabileceğini söyler, yani uzaydaki düzen de bu şekilde oluşmuş olabilir.

    bir de neden hiçbir şey yok da bir şeyler var konusu yanlış hatırlamıyorsam 17. yüzyıldan beridir -özellikle evrenle ilgili yeni buluşların

    ortaya çıkmasıyla- sürekli bilimin gündeminde olmuş bir konu ve o zamanın filozofları evrenin ezeli olduğunu düşünüyorlardı.

    ateistler ise yokluğun doğal, varlığın yapay olduğu önkabulüne karşı çıkmakla yetiniyorlardı. ta ki big bang buluşuna kadar. big bangle

    birlikte tüm evren algımız değiştiğinden varlık nasıl oluştu sorusuna bakışımız da değişti. ve şu anda stephen hawking bu 'ilk neden'

    sorunsalını tamamen akılcı ve bilimsel bir teoriyle ele alıyor. bu teori kuantum fiziğine dayanıyor. bilenler vardır atomaltı ölçekte

    atomaltı parçacıkların çok sıradışı hareketleri vardır. öyle ki atomaltı parçacıkların davranışlarını hayatımızın herhangi bir anında

    tecrübe edinmiş olsaydık bunu hiçbir şekilde açıklayamaz durumda olurduk. kuantum fiziği özetle şunu der: atomaltı boyutlarda parçacıklar

    tamamen olasılıksal hesaplarla hareket ederler. yani bir elektronun hem konumunu hem de hızını kesin bir doğrulukla ölçemeyiz dolayısıyla

    bu ölçekte tamamen bir belirsizlik hakimdir! daha da ilginci, bu elektronlar davranışlarını gözlemcinin varlığına bağlı olarak

    değiştirebilir!!! (bu fazla ilginçti, ancak üç ünlem kurtarırdı) çift yarık deneyini kaçınız izledi bilmiyorum ama bu olayı en iyi

    o video ile anlayabilirsiniz sanırım. video şu: http://www.youtube.com/watch?v=q3h7wr_ir3w yani elektronları çift yarıktan geçirdiğimizde duvarda iki ayrı

    girişme modeli oluşmasını beklerken elektronların duvara dalgalar şeklinde çarptıkları gözlemleniyor. elektronlar dalga şeklinde mi hareket

    ediyor acaba diye şüpheye düşen fizikçiler elektronların hareketlerini incelediklerinde ise duvarda çift girişme modeli olduğunu görüyorlar

    yani atomaltı ölçekte elektronları inceleyen bir gözlemci olması elektronların davranışlarını ve hareketlerini değiştiriyor.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster