1. 1.
    0
    çok masraflı bi çocuk da değildim, sadece eve giderken önünden geçtiğim bi ayakkabıcı da lotto marka siyah beyaz çok matiz bi krampon görmüştüm o kadar. babam dedi ki alıcam lan sana o ayakkabıyı söz veriyorum. babam yaramazdı belki de yalan söylerdi, içki içerdi hatta annemin verdiği elektrik su faturalarının parasını bile yerdi ama söz verdimi tutardı. bi gün yine toptan dönüyorum sokaktan, şimdi ki liseliler bilmez bizim zamanımız da akşam ezanı okundumuydu hemen eve koşulurdu. gittim eve babam dedi ki sana sürprizim var. kutuyu bi çıkardı kramponlarım. babama bi sarılışım ardı unutulmaz asla hala gözümü kapattım mı o gelir aklıma. aradan 1 sene daha geçti böyle annem dayanamıyorum boşanıcam diyodu anneanneme falan. işte evde kavgalar gürültüler, babam anneme o gün vurmuştu ilk defa toka atmıştı ben daha 5. sınıfa gidiyodum. mutfaktan bıçağı alır almaz koştum babamın üstüne. babamı dünyalar kadar çok seven ben babamı öldürücektim çünkü bize bakmak için huur çocuklarının tuvaletini yıkayan anneme vurmuştu. aradan 1-2 gün geçti babamın telefonu çaldı, arayan dedem. telefonda diyo ki sakın o kadına malından verme mahkemede malları bölüşün falan. telefonu aldım 'benim yuvam dağılıyo dede sen ne diyosun ?' dedim kapattım. daha 11 yaşındaydım boyumdan büyük laflar ederken.
    ···
   tümünü göster