1. 22426.
    +8
    http://fizy.com/song/erde...emet-akalin-emanet/3wsb5o

    günler akıp gider ve ebru ile ben birbirimizin özlemiyle kavrulduğumuz hafta içlerini, hafta sonu kaçamaklarıyla söndürmeye çalışırken, izmire bir tanıdık akını oldu. pek çok arkadaşım ya şehirde kalmayı seçmiş, ya da gidip geri dönmüştü. bu hafta sonu istanbul kaçamaklarımdan şikayet etmeler başladı bir zaman sonra, çünkü şehir olan arkadaşlarımla zaman geçiremiyordum. tolga dışında kimse ile iletişimim kalmamıştı, insanlar hafta sonları için beni etkinliklere, buluşmalara, eğlencelere çağırıyor, her seferinde olumsuz yanıt alıyordu mecburen.ya ben istanbulda oluyordum, ya ebru izmire gelmiş oluyordu çünkü. tabi insan bir çağırır, iki çağırır, bilemedin üç çağırır..en sonunda atarlandı bunlar bana..

    şöyle enine boyuna düşününce, ben de aslında yaptığımızın biraz saçmalık olduğunu, bizi yorduğunu ve ilişkiyi aslında yıprattığını fark ettim.
    ikimiz de çalışan insanlardık ve haftasonumuzu da yollarda geçirince üzerimize ister istemez bir bıkkınlık, yorgunluk çökecekti. bu durumu ebruya açmaya korkuyordum çünkü yanlış anlayabilitesi vardı. kadınları bilirsiniz..kendisi de aynı konudan şikayetçi olsa dahi, ben söyleyince sanki suç işlemiş gibi olurdum gözünde..ilk pes eden, ilk havlu atan ben olurdum..

    en son izmire geldiği bir hafta sonu, baş başa değil de, arkadaş grubuyla takılmayı önerdim değişiklik olsun diye. tolga, sevgilisi cansu (ki onlar da artık ciddi bir yola girmişti baya baya) hatta taze evli nilay-neco ikilisinin de katılımıyla asil kadro, bunlara ek olarak da diğer pek çok tanıdık, eş dost bir araya geldik.

    ben de bilerek epey abarttım o gece eğlencenin dozunu..öyle ki gecenin sonunda ebru kendi ağzıyla söylemek zorunda kaldı, "sen böyle hep beraberce takılmayı özlemişsin belli ki" diye (:

    bunun üzerine ben de açtım konuyu..baştaki tepkisi tahmin ettiğim gibi oldu, "e tabi zor gelmeye başladı demi beyefendi?" ile açılan seans, "aslında doğru diyorsun.." ile kapandı neyse ki.

    başka çiftleri ciddi kavgalara zütürebilecek olan bir tartışmayı daha fazla büyümeden mutabakata erdirmeyi başarmıştık.

    2011 baharında, tanışmalarına benim vesile olduğum begüm-ilkay çiftinin nişanı haberi geldi.

    o an benim kafama bir şey daha dank etti beyler..

    lan, millet, çıktıkları ilk ya da en fazla 2. kişi olan 3-5 yıllık sevgilileriyle patır patır evleniyor, nişanlanıyordu..

    e demek ki bu işin raconu buydu..bir de üniversite 3. sınıfın sonuna kadar kendi yaşadığım hayat bildiğin bambaşka bir yere, yöreye ait, saçma sapan bir hayattı demek ki..

    içindeyken bana normal gibi geldiği zamanlar bile olmuştu ama, üniversitedeki aşklar, ilişkiler, sevgililer oyuncak değildi belli ki..o yüzden birilerini terk ettiğimde o kadar dağılmışlardı..o yüzden birileri beni terk ettiğinde o kadar dağılmıştım..

    belki de hala bile o zamanlar aldığım ahların kefaretini ödüyordum..ebru ile aramıza giren mesafeler..benim askerlik işinin yalan olması, nişanın, düğünün ertelenmesi vesaire..
    bunlar hep o zamanlar yediğim haltların acısının çıkmasıydı..

    o yaz, yani nişanlanmayı planladığımız yaz ebrunun ananesinin vefatı, bu konudaki teorimi bir kez daha doğruladı. bizim nişan yine yalan olmuştu..

    hayatı hep erteleye erteleye yaşarken, bir yandan da iş yerinde kafayı bana takan pekekentle uğraşıyordum. gerçi benim ona bir şey yaptığım yoktu, yapamazdım zaten..adam şef..amın oğlu..bir de benim torpili öğrenmiş, paso iğnelemeler, saldırılar böyle..bir yerden sonra iyice azıttı, ulan dedim, acaba şunu bir gün dışarıda yakalayıp bir ağzını burnunu kırsam mı acaba?..
    lan ne kadar kıl insanlar var ya? serhat merhat melekmiş aq..

    anlayacağınız, işte benim sorunlar gene başladı..özel hayatta sorunlar..iş hayatında sorunlar..para var, huzur yok aq..

    işte o ara hikayeyi yazmaya başladım beyler..burası bana bir anlamda ilaç, stres atmamı sağlayan bir terapi olacaktı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster