1. 1.
    -1
    Ben ise tavandan yumuşak ve titrek, sarı bir ışık huzmesi yayan lambaya bakıp Bolu, Mudurnu'da saçlarını kavradığım kadını düşünüyordum.
    Köylülerin ellerinde kazmalarla beni kovalamasını..
    Ömrüm boyunca nefret ettiğim köpeklerin uzaktan gelen havlamalarını..
    Nefes almadan koşa koşa ormana saklanmamı..
    Etrafımı saran koyu yeşil bulanıklığı.. Ciğerlerimdeki son nefes kabarcığını da tüketerek beraber yere düşmemi hatırladım..
    Ve polisin ben uykudayken beni yakalamasını..
    Mahkemeyi.. Mahkeme mi? Ne olmuştu ki?
    Kadını öldürmüştüm. ciks yaparken öldürmüştüm, boğmuştum onu.
    Beni bir canavar olmak suçuyla itham ediyorlardı. Haklılardı belki,ne olduğumu ben bile bilmiyordum..
    Müebbet hapis cezası verdiler, hakimin suratındaki korkunç tiksinti ifadesi aksetti hülyama..
    Hücremdeki birkaç erkeğe saldırmıştım, onları farklı kadınlar yerine koyarak, karnımda hala hissettiğim dikişlerin sebebi onların homofobik bir can havliyle bana sapladıkları şiş olmalıydı...
    Hapishaneden ayrıldığımı hatırlıyorum, oraya dahi uygun değildim...
    Akıl hastanesine getirildiğim gri kamyoneti hatırladım. Teller vardı.. Konuşamayacak kadar bitkindim.
    Ve yumuşak duvarlar vardı.. Sarı, yumuşak duvarlar...
    Başımı kaldırdım.
    Beyaz şeytanlarım yaklaşıyordu...
    ···
   tümünü göster