1. 26.
    0
    kulübeme çeki düzen verdim. içerideki 2 sandalyeyi de kapının önüne attım, çimler falan güze. çimlerin üstüne masa örtüsü de gönderdim, belki orada otururuz diye. yemekten 1-2 saat sonra lexi belle, pardon eceyi gördüm, kulübenin camından. uzaktan usul usul yürüyordu. oh, dedim ne güzel. elbisesi rüzgarda uçuşsa da onun tatlı külodunu görsem.

    uçuşmadı. serinti vardı, ama rüzgar yoktu. keşke üflediğimde rüzgar çıksa diyip üfledim. çıkmadı.
    sonra geldi kulübeye. kapıyı tıklattı. gel gel açık, dedim. girdi içeriye. çekingen çekingen baktı.

    burası sıcak, dedim. hiç oturma istersen dışarıda sandalye koydum ya da istersen çimlere otururuz. daha iyi olur, dedi. dolabı açtım, bira içiyor musun ya da şarap da var, dedim. rakı da var ama rakı saçma olurdu. tamam dedi, bira alayım. 2 tane birayı aldım, buzdolabının buzluğundan. sandalyeye oturur diyordum ama çimlere serdiğim örtüye uzandı. vücudunun sol tarafına yaslanmış, bacaklarını da arkaya doğru kıvırmıştı. klagib piknik pozu. ben amele gibi bağdaş kurup oturdum. kucağımda koca kase çerez vardı. paylaşımcı olayım diye ikimizin ortasına koydum.
    ···
   tümünü göster