1. 126.
    0
    örtü aldık, meyve, içki aldık. onu bunu şunu aldık.

    koyulduk yola. ecenin yaşadığı şaşkınlığın aynısını yaşadı. ohaaa çok güzelmiş burası, dedi. serdik örtüleri, ben saçtım yyecek ve içecekleri. yavaş yavaş içmeye başladık. ben bira, o şarap içiyordu. hızlı hızlı içtim, hızlı hızlı yedim. sarhoşluk yaşamaya başladım. hoş olmuştum. eceyi şelalenin döküldüğü yerin yanındaki alanda nasıl sktiğimi hatırladım. ecenin hiç çekinmeden soyunup suya girişini hatırladım. o anki şaşkınlığımı.

    naz'ın yanakları pembe pembe olmuştu alkolden.
    yüzüne bakıp güldüm.

    suya girelim mi, dedim.
    nasıl gircez, girelim (: dedi. gidip mayomuzu alalım.

    ne mayosu, dedim. o kadar mesafe yürünmez deli misin.
    tshirtümü çıkardım. suya doğru yürüdüm, ayaklarım bileğe kadar suyun içindeydi. şortumu da çıkardım. nazın yanına fırlattım. ıslanmasın, dedim ve boxerımı da çıkardım ve naza fırlattım. sesi çıkmıyordu, yanaklarındaki pembelik tüm yüzüne saçılmıştı bile. yannanımı görmemişti arkam dönük olduğu için. ama sert zütümü görmüştü. buz gibi, dedim. dize kadar girdim, bir adım sonra boyuma kadar su olacak. dengesiz bir derinliği vardı. gelsene naz, dedim. gel, biz eceyle de girmiştik nolcak, dedim.

    çıt çıkarmamıştı. ayağa kalkmış öyle şaşkınlıkla bakıyordu. napıosun, diyip kahkahalarla gülmeye başladı.
    gel işte diyip hafif döndüğümde, yannanım da görünür olmuştu. iyice şoka girmişti, bakışları elinde olmadan gibime dönmüştü. hadi bak giriyorum ben diyip atladım suya.
    ···
   tümünü göster