1. 926.
    +9
    -devam-

    Peder, kendime gelebilme ihtimalimi komple imkansız hale getirmişti.
    Yanına gittim z’nin.
    Ne sinirli, ne de öfkeliydi.
    Yüzüme bakıyordu.
    Hayıflanır gibi yüzüme bakıyordu.
    Hiçbir şey demedim.
    –seni seviyorum- demek geldi içimden. Onu da demedim.
    –çok güzelsin- demek istedim. Onu da diyemedim.

    -Parkın oraya gidelim- dedi
    -üşümüyor musun- dedim.
    -yok. Sorun yok benim için- dedi.

    Cılız bir yağmur yağıyordu. Yağmıyor bile denebilir. ama hava soğuktu.
    Zaten iki adımlık yol park.
    Kimse yoktu.
    Bir kere w ve z yi görmüştüm burada aklıma o geldi.
    -her yer ıslak- dedim.
    - ayakta konuşuruz o zaman- dedi.
    -olmaz-dedim.

    Annemin pazardan aldığı kapşonsuz montu çıkardım, bir bankın üzerine koydum.
    Üşüdü diye sevdiğim kızın omuzuna değil, otursun diye bankın üzerine koydum montu.
    bu aşkta bir terslik var.
    -saçmalama –dedi.
    -Bir şey olmaz.- dedim. Israr ettim. oturdu
    montumun üzerine.
    Ben bank ıslak mıslak dinlemedim, Direkt oturdum.
    -montu da çıkardın, burada ıslak. X böyle olmaz.-dedi.
    -boş ver beni- dedim.
    Sustu, sustum
    Sigara yaktım.

    Elini uzattı. Elimi tutmak için değil, sigara istemek için.
    Parmağındaki yüzüğü fark ettim o anda.
    Pırlanta ne bilim o tarz değerli, çok pahalı bir şey değildi.
    Ama yüzük vardı beyler.
    o dıbına koyduğumun yüzüğünü taktığında anlam kazanan parmakta, yüzük vardı artık.
    Dünyam başıma zaten yıkılmıştı. Yıkılmış parçaları biri kafama kafama fırlatıyordu.
    O birinin Bütün amacı canımın yanmasıydı. Zevk alıyordu bundan.
    Verdim sigarayı.
    Çakmağı uzatmadım beyler bu sefer. Ben yaktım sigarasını.

    -teşekkür etti.
    ···
   tümünü göster