+3
bölüm 6
ben öyle düşünmemiştim
türkçe okuyanlar bilir baş belası bir osmanlıca dersimiz var. ben de bu dersten geçemedim. son sene bütünlemeye kaldım. kafamdaki plan şuydu: lan önümüzdeki yıl burada kalırım hem kpss çalışırım hem de sınavı geçer okulu bitiririm diyordum.
beklenmedik bir şey oldu. asistanla hoca kavga etmiş. asistan bütünlemede kopyaya izin verdi. sınavlardan hep 10 15 alan bendeniz 95 ile geçtim. geçtim geçmesine de sevinemedim.
hay dıbına koyim dedim. bütün planlar alt üst oldu memlekete dönüyoruz.
üniversite boyunca hiç aramayan akrabalarım, halimi hatrımı hiç sormamış komşular türedi etrafımda.
okulu bitirip geldiğim andan itibaren ekstra bir saygı görmeye başladım insanlardan. kırk yıllık komşumuz, çocukluğumdan beri alışveriş yaptığım bakkal hocam diye hitap ediyordu. hoşgeldin hocam dediğinde dönüp arkama bakıyordum kim geldi diye. hala alışamamıştım.
bu hocam lafı insanın üzerine tuhaf bir yük, bir sorumluluk yüklüyordu. ister istemez eski manyaklıklarımı bırakmış olgun ve ağırbaşlı bir insan oluvermiştim. beni gibine takmayan insanlar siyasi, sosyal alanlarda fikirlerimi sormaya başlamışlardı. birden etrafta saygı gören ve fikirlerine önem verilen biri olup çıkmıştım.
"be dıbına koduklarım ben hep böyle düşünüyordum bunları hep biliyordum niye daha önce benimle konuşmuyordunuz ebesini gibtiklerim" diye içimden geçirdikten sonra "toplumumuzun yapısına baktığımızda... ", "nurettin bey şimdi bu konuya farklı açıdan bakmak gerekirse... " diye başlayan entel cümlelerimle insanları etkim altına alıyordum.
mahalledeki kadınlar kızlarını bana yamamaya çalışıyorlar, akrabalarım haftada bir mutlaka arıyorlardı. üniversite ikinci sınıftayken hala sınavı kazanıp kazanmadığımı soran amcam bile benimle daha bir ilgilenir olmuştu.
bir gün kadınlar bize oturmaya gelmişler. berna abla vardı 3 yaş büyük benden. hep beraber pikniklere gezmelere giderdik. bunları görünce hoşgeldiniz dedim ellerini öptüm. hoşgeldin berna abla dedim. annesi:
--aa ne ablası canım kaç yaş var ki aranızda? dedi. o zaman durumun ciddiyetini anladım.
iyi güzel de çalışmam lazımdı. atanmak için uğraşmadığıma göre hedef özel sektördü. ilçedeki iki dershaneden iyi ve güçlü olan, benim de mezunu olduğum, dershaneye gidip iş başvurusu yaptım. hocaların çoğu tanıdıktı. benim eski öğretmenlerimdi hepsi. (bana konservatuar yazdırmayan rehberlikçi dahil )
"lannn ogluummm zibidilik yapmayın arkadaaa" diye uyaran öğretmenlerim şimdi bana hocam şuna bir bakar mısınız? diye hitap ediyordu.
"ye işte yarrraaaaaaam" cümleleri dönen öğrenci evlerinden sonra böyle bir ortamın içine düşmek dehşet verici bir duyguydu.
öğretmen sadece okulda öğretmen değildir. tüm hayatı boyunca örnek olmak zorundadır. eğer öğretmenseniz sokakta okulda kafede her yerde öğretmen gibi davranmalısınız. ( yatakta rahatım) günlük hayatta en ufak bir yanlışınız- hele de küçük yerde yaşıyorsanız -anında göze batar.
rahatsız lan bu denen ben gitmiş yerine hocam diye örnek alınan ben gelmişti.
Tümünü Göster