inci itiraf

bugün annemin doğum günü ama o cennette

bilirsin beni. salağımdır biraz. biraz dağınığımdır. sorumsuz şımarık duygusal işte ne varsa hepsinden birazcık almışımdır

gittiğin günden beri hislerim hep aynı kaldı. ısırgan otu değdi sanki yüreğime ama acısı hala geçmedi yanıyor be yüreğim.

sana katlanamadığım şekilde ihtiyacım var, meğersem ne kadar da muhtaçmışım ben sana
ben de gelsem seninle rüzgâr olsak, yağmur olsak bazen küçük bir kar tanesi burun ucuna konan, insanların yanında olsak ama bizi göremeseler.

geçenlerde bahçeye yavru bir güvercin düştü. kanatlarını çırpmaya çalışıyor ama başaramıyordu annesi onu terketmişmiydi yoksa küçük güvercin annesiz yaşamaya alışmaya mı çalışıyordu. içeri aldığımda güvercin titriyordu üşümüş gibiydi yalnızlıktan biraz karnını doyurdum biraz ısıttım ertesi gün olunca salıverecektim belki de annesi onu arıyordu.

ertesi gün sensiz güne yine uyandım güvercin iyileşmişti uçtu önce bahçeyi çevreleyen demire sonra , elektrik direğine sonra da göremeyeceğim uzaklara..

havalar ısınıyor yeşillendi ağaçlar bu sene çok meyve verecek anlaşılan, hem papatyalarda güzel bizim burada kocaman açar tıpkı senin yüreğin gibi..

şimdilerde bir tane oğlum bir tane de kızım var. seni anlatıyorum, sürekli seninle olan fotoğraflarımızı gösteriyor seni bilsinler ben unutmayacağım seni onlarda tanısın onlarda unutmasın diye.

nice yaşlara anne

iyi ki doğdun keşke şuan cennette değil de torunlarının yanında olsaydın

seni seviyorum..