1. 51.
    +1
    Ece hafifçe topallayarak banyodan döndü.Ben çoktan pantalonumu giymiş, aynada saçımı düzeltiyordum. Hafifçe başını omzuma koydu "Gitmeni istemiyorum" dedi. Sesi o kadar cesaret kırıcı,o kadar inceydi ki "Hangi sıfatla?" sorusunu sorarken vicdanım titredi. Cevap veremedi, başını eğdi.

    Orada kalabilirdim,her şeyi bırakıp onu da alıp kaçabilirdim.Ama hayatım buydu zaten benim, amacım böyle sürüklenmekti. Siyah oda ile ilgili heyulamda yer etmiş bazı parçalar,o ihtiyar bana bunu söylüyordu. Beni polisin elinden kurtaran, kendileri için çalışmamı sağlayan ama beni hasta eden (ağzımdan çıkan o kan parçalarını unutmamıştım) bir teşkilattı. Görevim neydi? Bunu düşünmeme izin vermemişlerdi,her görevimde, yeni görevimin başladığı ana kadar güzel bir kadın eşlik ediyordu.Eda ismi yankılanıyordu bazen kulağımda, irem... sahi kimdi onlar?

    Apartman kapısını kapattım. Girerken bana doğru yürüyen tinerci çocuğu fark ettim. Başını kaldırıp bana baktı ancak artık çekingen değildi. Hatlarımı seçtiği anda üstüme koşmaya başladı, artık hamlemi yapmam gerekiyordu.
    Boy farkı.
    Başka hiçbir şey önemli değildi.Çocuğun kafası kolaylıkla ayağımın bağcık kısmına oturdu, sert bir şekilde savruldu ve iç acıtan bir "çat" sesi ile kafasını yere vurdu.Şakaklarının bulunduğu yerden koyu bir sıvı akmaya başladı. Kandan oldum olası hoşlanmışımdır ama durup bu güzel sıvının yolculuğunu izleyemezdim. Sakince çocuğun bana doğru koştuğu tarafa yürüdüm. Herhangi bir şeyden korkum yoktu zira dünyam yeniden kararmaya başlamıştı. Görevimin bittiğini anlamam bile üzerime perde kapatmaları ile sağlanıyordu sanki..

    Kaç gün veya kaç yıldır hayatım böyleydi bilmiyorum. Normal hayatıma, hormonlarıma ve beynime hükmedebildiğim yıllara dair hiçbir şey, aileme dair hiçbir bilgi yoktu beynimde. Sadece o orman vardı.O yeşil bulanıklık ve ıslak toprak kokusu.. Ardından lacivert oda.
    Yine. Yeniden.
    ···
   tümünü göster