1. 76.
    0
    Her sabah uyandığında yatağın boş tarafında sevdiğini arayan, sürekli kızın tarafında yatan muhtemelen kokusunun son zerrelerini burnuyla tarayan bir adam. Banyo dolabının arkalarında kalmış ruju buldugunda 1 gun boyunca elinden hic birakmadan tuttu. O kadınların vucudu parlak gosteren garip losyonlarından bi siseyi de. Kısacası bu evdeki her seye her esyaya bu aşkın ruhu sinmişti. Bana kalsa emreyi alıp, orayı ateşe vermek en doğrusuydu. Ama bizim cocuk icin bu ev, kokusu, rengi, dokusu, esyasıyla bir aşk müzesiydi artık. Böyle olduğu gibi kalsın istiyor, birçok kez niyetlenip bahara sergileyemediği gitar performası için provalar yapmak istiyor – ki bu gitar fobisini de anlatacagim-, soz verip yapamadigi yemekleri yapmak istiyor, artık su bulasıkları yıkamak istiyor, camasirlari makineye atıp asmak istiyor, baharin kanepesine oturup o calisirken onu rahatsız edip kendini opturmek istiyor, ozetle icindeki butun pismanliklari orada yok etmek istiyordu.
    ···
   tümünü göster