+3
Dicle aramızdaki tek kız olmaktan pek rahatsızlık duymuyor gibiydi. Zaten kendisi de öyle narin ve kırılgan bir tip değildi, arada küfrediyordu, sert mizacı vardı. Hani ona bakınca şunu söyleyebilirdim; atak, cana yakın, agresif. Çabuk sinirlenen ve çabuk sönen birine benziyordu.
Serkan da ailesiyle yaşıyormuş ve bu durumdan oldukça şikâyetçiydi beyler. Evinde yeri olan var mı falan diye yakınıyordu. Sonuçta adamı tanımıyordum ve ev iki odalıydı. Yer yok demek zorunda kaldım.
Böyle grupla dolaşmak hiç bana göre değildi aslında. Hani lise boyunca hep ercan’la ben olmuştuk yakın arkadaş. Ecrin zaten sevgilimdi. Hiçbir zaman kalabalık bir arkadaş grubum olmadığı için buna alışmak zor olabilirdi. Gerçi hala kalabalık sayılmayız ama illaki dicle yanında bir kız daha getirecekti.
1 saatlik arada bir şeyler atıştırıp derse girdik tekrar. Bu arada hazırlıkta farklı fakülteden öğrenciler bir arada bulunabiliyor beyler. Yani biz gündüz ile aynı fakültedeyiz ama diğerleri değil.
Dersten sonra bir ara daha verildi. Bu arada da sohbet ettik falan cart curt. Sonra evlere dağıldık. gündüz buraya yakın bir özel yurtta kalıyormuş.
Eve gittiğimde pusat çoktan gelmişti. Çünkü ben bilerek oyalanmıştım. Sofra kuruluydu. Tamam dedim içimden mesaj alınmıştır. Tam yemek yapmaya başlayacaktım, kapı çalındı, yasemin abla(teyze demem yasak biliyorsunuz)
-aa yasemin abla
-merhaba tatlım nasılsınız
-iyiyiz saolun siz
-allah iyilik versin ben de iyiyim. Valla bir sürü yemek yapmış ilayda, biz bitiremeyiz gelsenize?
ilayda dediği kişi torunuydu büyük ihtimalle
-ıı olur ben bir pusat’a da sorayım
-hayır diyecek hali yok. Neyse ben çıkıyorum sizi bekliyoruz tamam?
-tamam abla
Kapıyı kapatınca meşhur zafer dansımı yaptım beyler.
Yorgundum, duş almam lazımdı, yemek de yapmaya hiç halim yoktu ve yasemin abla yardımıma koşmuştu.
Pusat’a haber verip 5 dakikada duş aldım. Sonra yukarı çıktık.
Kapıyı kolsuz, çiçekli bir elbise giyen kız açtı. ilayda bu olmalı. Güler yüzle tokalaştı bizimle beyler.
Uzun boylu, kumral, mavi gözlü bir kızdı. Ve sanırım pusat’ın dibi düşmüştü. Hayır o kadar mantıklı, oturaklı çocuk böyle davranıyorsa sebebinin yasemin abla olmadığı çok açıktı.
Kıza salak salak sırıtıyor, ilayda yemek koymak için kalktığında o da kalkıyor, ben koyarım triplerine giriyor… eve gidince bana eğlence çıkmıştı.
Daha sonra çayları içtik, yasemin abla iskambil kağıtlarını getirdi.
-evet gençler haydi batak oynayalım
ilayda ellerini çırptı. Bizse pusatla şok olmuştuk. Bu nasıl büyükanne, bu nasıl yaşlı kadın amk?
Ama ciddi anlamda böyle bir komşumuzun olması harikaydı, kağıt oynamayı severdim. Babam zaten biz zonguldaktayken oradaki arkadaşlarıyla sık sık oynardı. iskenderun’da pek kafa dengi bulamamıştı ama…
Yasemin abla bir sigara yaktı, ilayda ona kızdı. Biraz tartıştılar. Yasemin abla bağımlı olmadığını, bunun keyif sigarası olduğunu söylüyor, torunuysa itiraz ediyordu.
Yasemin abla, kağıt oynarken bir yandan sigarasını içiyor, bir yandan da kendilerini daha iyi tanıtıyordu.
-ben ilayda’nın anneannesiyim çocuklar. Torunumun annesi öldü, babası da kızı yaşında bir karıyla evlendi. Ben ilayda’mı bırakır mıyım onlara?
ilayda hüzünlenmiş gibiydi. Cidden kötü bir şey amk.
-lise üçten beri benim yanımda yavrum. Şimdi de koç’ta okuyor. sizinle yaşıt.
Ben de hemen atladım
-aa benim arkadaşım da koç’ta!
ilayda yanıt verdi
-adı ne?
-ercan
-tanımıyorum ya şimdilik
-burslu musun?
-hayır.
Böyle sohbet ettik oynarken. Pusat da oyunu kazanmıştı. Yasemin abla ise hala oyunun kazananının kendi olduğunu iddia ediyor, kabullenemiyordu yenilmeyi.
ilayda fısıltıyla
-hiç tahammülü yok bu oyunda yenilmeye
Dedi.
-görüyorum
Dedim güldüm ben de.
Pusat ise saçma sapan bir havaya girmişti. Saat de geç olmuştu. izin istedik, yasemin abla her gün gelmemizi söyledi.
Aslında isterdim böyle bir şey ama olmazdı beyler.
Eve gidince pusat ile baya dalga geçtim. o inkar ediyordu, “güzel kız ama dibim falan düşmedi” diyordu.
illa pekekent edeceniz yani beni amk. illa araya sokacanız. Bir ara bu işe el atacaktım.
Tümünü Göster