+5
-1
Saatimin sesiyle uyandım. Küfür etmeyerek, sevinçle , sevgi ve mutlulukla… hemen şarkılar söyleyerek duşa girdim. Yine tekrar ettim: “seviyorum..” kabulleneli oldu biraz. Yani ona deli olduğumu. Sevinçle üstümü giyindim ve ecrin’i aradım
-alo?
-günaydın ecrin’im
-sana da günaydın alim
-ben mi uyandırdım?
-yo hayır yüzümü yıkadım demin
-tamam o zaman, bir şeyler atıştır ama çok doldurma mideni
Annemle de ne zamandır konuşmuyordum. Onları da bir arayıp hallerini hatırlarını sordum. Ankara’da olduğumu söylemedim yoksa yarım saat nasıl gittin, yollar nasıldı, nereye gittin, ecrin nasıl, aranız iyi mi, ne yapacaksınız..vb sorularla beni çileden çıkarabilirdi.
Bu görevimi de hallettikten sonra aşağı kahvaltıya indim. Çıkarken resepsiyona anahtarı teslim ettim ve ayrıldım otelden.
Soğuk bir ankara havası, yine. Yeşilliklerin üzerinde kırağı oluşmuş. Her şeye rağmen güzel bir görüntü.
Kış mevsimini severim. Okul olmasaydı en sevdiğim mevsim kış olurdu. Kar, soğuk,kışlık kıyafetler bunlar sevdiğim şeylerdi. Çabuk terleyen biri olarak yazın o özelliğini sevmiyordum. O tonla kimyasal barındıran deodorantları kullanmaktan hoşlanmıyordum. Kışın buna gerek kalmıyordu.
Ecrin mesaj attı “neredesin?”
Ecrin’i aradım. Zaten iki sokak altımdaydı ama yine de tarif etmesini istedim. Yanına gittim.
Sanki yine ve yine ilk defa görmüşçesine sarıldık birbirimize.
-bugünü dolu dolu geçirelim ali
-tamam nereye istersen gidelim
Ecrin elimden tuttu. Metroya atladık ankamall’a gittik. önce pizza yedik sonra da Angelina jolie ile johnny depp’in filmi var tourist diye ona gittik beyler. Film geleli çok olduğu için salonda pek birileri yoktu. Ecrin film seyrederken elimi tuttu.
Klagib sinema ergeni olayına girmek istemiyordum, bu yüzden yanağını sıkmakla yitindim.
Çünkü ergenliğimde yalnız başıma sinemaya gider, yiyişen çiftleri izlerdim ve onlara telefon ışığı tutup dalga geçerdim.