gerçek bir cin hikayesi anlatmak istedim

bende tırstım bi yandan. aynı dersane zamanı gece eve geldiğimdeki gibi, gitmiyorum lan dedim. her neyse sen gideceksin, oturdum bilgisayarın başına facebooka falan bakıyorum odanın içi gerilim yüklü odanın içinde bişeyler var ve benim üzerimde öyle bir ağırlık var ki, size yemin ederim zor nefes alıyorum. öyle daraldım ve bunaldım sanki birisi benim üzerime oturdu haşime olan gibi aklıma bile geldi lan yoksa dedim karabasan mı. açtım camı içeri hava girsin diye bi yerde okumuştum tuzlu su ile el yüz yıkamak ve o ortamda adaçayı yakmak kaçırırmış bunları. tuzlu suyla elimi yüzümü yıkadım, adaçayı aldım mutfaktan ofis olduğu için her türlü içecek mevcut misafirler için, onu da yakmaya çalıştım. ayetel kürsi falan okudum ne kadar dua biliyosam okudum. yavaş yavaş sanki güneş açmaya başladı odanın içine. ışık girmeye başlar gibi. o gerilim kaybolmaya başladı yani. üzerimdeki ağırlık, heyecan, daralma hissi kaybolmaya başladı ama yavaş yavaş gidiyor hepsi. sanki çiçek bahçesine düşmüş hissettim aq ortam bi anda düzeldi. güzel birgün, araba korna sesleri geliyor o bile beni rahatlattı araba kornası sesine gürültüye özlem duydum. camı açtığımda hiç dışarıdan sesler geldiğini, insan sesleri araba korna seslerinin geldiğini farketmemiştim o an için. garipti yani. neyse o ortam normal halini aldıktan sonra ofisi terk ettim eve geçtim. anneme falan anlattım annem de kızdı bakma demedim mi ben sana fal falan dedi başını belaya sokucan dedi söylendi etti