+1
duvarlarla arkadaş olacak kadar ve kalbime söz geçiremeyecek kadar uzun zamandır yalnızım. bunu ben istedim çünkü hayal kırıklıklarımın bir kitle imha silahı olarak kullanıldığı, beni benimle öldüren, tek düşmanın kendim olduğu bir savaştan çıktım, yenildim ve yenik kalmak istedim. hiçbir zaman tam anlamıyla iyileşemeyecek yaralar aldım. bu yüzden bir yaprak düşürecek kadar şiddetli bir rüzgarın yaratacağı hengameye bile direnecek, o yaprağın düşmesi bekleyecek mecalim yok. yorgunum. ciddi anlamda yorgunum. 26 yılda belki 45 50 yıla anca sığacak ve hayal gücünün tüm sınırlarını zorlayacak şekillerde kırıldım, yıprandım. sadece duygusal olarak değil bir insan ikili ilişkilerle birlikte başka hangi konuda hayal kırıklığı yaşayabilirse hepsini yaşadım neredeyse. eskidim. biliyorum herşey irade meselesi. bana bahşedilen hayatın kıymetini bilmeseydim çoktan intihar ederdim. tek gerçeğimin hayallerime dönüştüğü zamanda hayallerimin hükmünü yok sayan herşeyi, herkesi katlederdim. yapmadım. bu benim için bir hakka dönüştüğü halde yapmadım. ayakta durabilmemi sağlayan tek şey bu. ben ayakta öldüm. insanlığa olan inancımı yitirdim. sense kendimle girdiğim savaşta yenildikten sonra çıktın karşıma. kırıklarımı kendi imkanlarımla kaynattım. aksak oldum. kimsenin tekrar yürüyebilmem için koluma girmesini istemiyorum. kafamı kaldırıp o güzel yüzüne bakmaya bile halim yok. bir an için bile olsa gözlerinin içine baktığımda gözlerim güldüğü için kendimden tiksiniyorum. kafamı kaldırdığımda belim ağrıyor. belimi doğrulttuğumda kafam öne düşüyor. üzgünüm. seni gerçekten kimsenin sevmediği gibi sevebilirdim. ama yanlış kaynayan kemiklerim buna izin vermiyor. seni alacağım hayatım, kalbim benim en büyük düşmanım ve ben onu birbirinin üzerine binmiş kaburgalarımın içine hapsettim. o yüzden belki de beklediğin halde seni son kez görüp bu şehirden gideceğim. başka kırık almak istemediğim için değil. açlıktan ölmek istediğim için. sana veda etmiyorum. sadece beni anlamanı istiyorum.