-
1.
0Seninle üzerinde çok net anlaştığımız bir konu hakkında bile bile hata yapıp bir de üzerine "beni kısıtlayamazsın aşkım!" diye ertesi günün akşdıbına kadar ısrarlı bir şekilde didişmeyi sürdürdüğünü hatırlıyor musun inatçı keçi? Sonra "Tamam aşkım, özür dilerim, haklısın" deyip sevimli minnoş resimlerini gönderdiğini ve her zaman olduğu gibi dakika geçmeden gönlümü almayı başardığını... Aradan yarım saat geçmeden ikinci bombayı patlatıp ertesi gün seni almaya geldiğimde "aşkım kızma ama dün gece birşey daha oldu" diye üç-dört tane ardarda cümleler kurup beni ufak bir sabır testinden geçirdiğini? Endişemi ve gerginliğimi mazur görmüşsündür herhalde, olsun o kadar. Merak etme bebeğim daha yirmi yaşında olduğunun farkında olduğum için dediğim tek şey, "Bitanem yeter, dudağım uçukladı, bir daha bu grup toplanmasın, gittin gördün, verdiğin parana da yazık" olmuştu.Tümünü Göster
Daha seninle sevgili olmadığımız zamanlarda iftara zütürdüğüm arkadaşla ikinci sahur buluşmamızı baltaladığını hatırlıyor musun bebeğim? Ders çalışacağız dediğimde, yalnız mısınız yoksa başkaları da olacak mı diye sorduğunu? Peki şu malum arkadaşımla yazın gece çıktığımızda nasıl dellendiğini? Kız olup olmadığını sorduğunu? Artık sen hayatımda olduğun için görüşmeye bir süre ara verdiğimi? Gocunmuyorum tatlı parçam, tarafından sahiplenilmek benim için onurdu. Dengesiz ruh haline kurban olurum, aynı duyguya sen de sahiptin zaten. Karadeniz kızı gibi erkeğimi kıskanır, sahiplenirim ama kafama göre yaşarım diye bir dünyanın olmadığının gayet farkındaydın; mezhebimiz bu kadar geniş değildi ikimizin de. Bazen yaptığın açıklamalara bir gülme tutardı, zor zaptederdim kendimi. Arada ufak yaramazlıkların olacaktı, ben de göz yumup olgun davranacaktım sadece...
Hani bir insan olgun davranayım, rahat bırakayım, sıkmayayım, üzmeyeyim diye nasıl kendini tutar da bunun tam aksi istikamette bir tavırla, hiç beklemediği bir uyarı telefonuyla hayatındaki en büyük hayal kırıklığını yaşar hiç düşündün mü? Güllük gülistanlık giden ilişkimizde, zoraki birşeylerin artık değişmesi gerektiğini düşündürdüğünü? Canın sıkılmıştı, rahat batmıştı aksiyon arayışındaydın belki de. Açık açık anlatılan durumu anlayamayacak kadar angut değildim herhalde yanlış anlaşılma yoktu bebeğim herşey çok net açıklanmıştı, olaydan haberin yoktu. Arkadaşının gözünde rezil oluşumu da geç, "i.ne miyim, g.doş muyum, ne demek bu!" diye bana kendimi sorgulatma hakkını nereden aldın! Bu yaşattığın iğrenç duygunun sizde karşılığı yok bitanem, geçti gitti zaten... Erkeklik gururu diye küçümsediğin ve zaten zayıf olan empati kurma yeteneğinle hiç anlayamayacağın bir duyguyu düşünüp senden, bende yarattığı etkiyi hissetmeni bekleyemem, devrelerin yanar.
Hani bir insan o özel gecede beraber olamayacakları için bir hafta öncesinden hediyesini hazırlatır da sonra hayal kırıklığına uğratılıp bir de bunu kendi içinde kapatır ve sonra "siz ne işler çeviriyorsunuz" diye sorgulanıp eşekten düşmüş karpuza dönünce ne hisseder hiç düşündün mü? O hisse sen sahip olsan ağzından neler neler dökülürdü düşündün mü? Kuru bir özüre gerek yoktu bitanem, ikimiz de anladıysak birbirimizi ne mutlu; egomuzdan sıyrılıp acımızı bir nebze de olsa hissedebildiysek ne mutlu bize...
"Aşkım bu nasıl ilişki ya, hiç trip atmıyoruz, kavga etmiyoruz" diyene kadar geçen sürede nelerin görmezden gelindiğini düşündün mü canım benim? Başıboşluk, savrukluk, saygısızlık, düşüncesizlik gibi kavramlara girmek yerine, "Neciyim lan ben, ne oluyoruz" diye sormak yerine; geçiş dönemi, minik cazgır bebeğim benim, zamanla olacak diye kendimi avuttuğum için pişmanlık duymuyorum, gocunmuyorum bitanem. Kişilik-karakter, düşüklük olarak niteleyip üzerime yaftaladığın ithamlarının olacağını bilsem de değişmezdi bu durum. Bir kısmını zamanla söylediğimde anladın hemen ve şirinleşiverdin, bazılarında da yine aynı şirinlikteki egonu devreye sokup ufak ufak çatışmayı tercih edip güldürdün canım benim. ikisi de çok keyifli ve tatlıydı.
başlık yok! burası bom boş!