0
Ben anne sevgimi dindirmeye çalışırken huriyle konuşmaya devam ediyorduk. Aramızda 900 km vardı ha deyince görüşemiyorduk, 3 ayda bir yanına gidebiliyordum, her gidip gelişimde, gitceğim gece sarılıp sabaha kadar gitme diye ağlıyordu... Ağlayan gözlerinden öpüp başıma koyuyordum. Ben annemde bulamadığım sevgiyi yine huri de buluyordum. Kızın bana bir sarılışı var içine alıyordu beni; annem bana öyle sarılmadı hatırlamıyorum...
sarılmak; öpüşmekten, sevişmekten, birlikte uyumaktan çok daha kuvvetli bir sevgi göstergesidir.
bir insanı çekici bulduğunuz ya da sadece öpmek istediğiniz için öpüşebilirsiniz. cinsel güdülerinize bir anlığına teslim olduğunuz, tabiri caizse azdığınız için sevişebilirsiniz. çok uykunuz geldiği için, kıçlarınız bile birbirine değmeden aynı yatağın içinde uyuyabilirsiniz. ama gerçekten sevmediğiniz, kendinize ait hissetmediğiniz bir insana sarılamazsınız.
Eğer; Bir insanı gerçekten sevip sevmediğinizi kestiremiyorsanız, kendisine sarılın. böyle içinizden geldiği gibiyse, sımsıkıysa, kollarınızı ayırmak bile istememecesineyse; seviyorsunuzdur. ötesi yok...
Sarılmak... Bir puzzle'in kaybolmuş parçasını yerine koymak, tamamlanmak, bir butun olmak gibi. her kayıp parçanın uyabileceği tek bir puzzle vardır ne yazik ki. o puzzle'i bulana dek tüm sarılmalar yavandır. ve size ait parçınızı buşduğunuz sarilmada bilirsiniz ki o zamana kadar neden sol yanınızda bir çıkıntı, sağ yanınızda bir girinti var diye duyduğunuz kaygilari tamamen bosadir. tum o garabet aslinda o buyuk puzzle'a tam oturmak için.