/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 5926.
    +42
    *
    -rüyanda mı gördün, hayırdır. dedi eniştem.
    -kahvaltıya gidiyoruz. dedim
    -niye evdeki kahvaltıya ne olmuş. dedi
    enişte benim kafadaydı.
    -sen bunu gel bi de hatunlara anlat. dedim elimle arabayı gösterip eylül'ün kabahatini aysel'e de yükleyerek.
    -dur ablana bi sorayım. dedi ki ablam kapıya gelmişti.
    -geçsene ömer. dedi
    -yok, bizi almaya gelmiş, kahvaltıya gidiyormuşuz. diye cevap verdi eniştem.
    -ne gerek var, gelin evde yapalım. dedi o da eniştem gibi.
    -40 yılda bi gidicez abla ne olmuş sanki. dedim
    eniştem ve ablam birbirlerine baktılar.
    "cepte para yok, nasıl gidicez" der gibiydiler.
    -ben ısmarlıyorum merak etmeyin. dedim gülerek.
    demiştim demesine ama kontör alacak param yoktu amk,
    nasıl ısmarlayacaktım.
    -aman ömer, ondan mı sanki. dedi ablam mahçup olarak.
    -şaka yaptım. dedim ablamı daha fazla utandırmayarak.
    -gidelim madem kırmayalım çocukları. dedi eniştem ablamdan onay alarak.
    -bekle geliyoruz. diyerekten içeri girdiler.
    5 dk sonra ikisi de üzerlerini değiştirip çıktı dışarı.
    arabaya gelirken eylül indi arabadan.
    enişteme yer vermişti.
    eniştem teşekkür ederek bindi öne.
    ablam, eylül ve aysel arkadaydı.
    -bildiğin bi yer var mı, bana mı bırakacaksın. dedim eylül'e dikiz aynasından bakarak.
    -yok, sendeyiz kaptan. dedi neşeli bi şekilde.
    ben de bi şekilde mutluydum lan aslında beyler.
    ailem ve en sevdiğim insanla kahvaltıya gidiyordum.
    dışardan yediğim poğaçaları, börekleri saymazsak hayatımda ilk defa kahvaltıya gidiyordum.
    bir ilki daha eylül'le gerçekleştiriyordum.
    ama önce para bulmak lazımdı, hesabı enişteye yıkmak olmazdı,
    hem şakayla karışık da olsa "bendensiniz" demiştik bir kere,
    öbür türlüsü kandırmış gibi olurdu,
    adam zaten gariban adamdı.
    durağa sürdüm önce arabayı.
    -geliyorum hemen. diyerekten indim arabadan.
    rüstem abi'yi arıyordu gözlerim.
    ama şansımı gibeyim ki yoktu.
    başkasından da borç istemeye utanırdım, isteyemezdim amk.
    o yüzden boynumu büküp gibe gibe geri çıktım duraktan.
    arabaya geri bindim.
    -bi işim daha kaldı, cemil usta'nın yanına uğrıyıcam müsadenizle 2 dk. dedim
    -olum bu ne yoğunluk sabah sabah, altı üstü bi kahvaltıya gidicez. dedi eniştem
    işin gerçek yüzünü bilmediği için konuşuyordu tabi bol keseden.
    parasızlık zor şeydi beyler.
    hele de yanında sevdiklerin, ailen varken daha da zor oluyordu.
    oğluna flüt alamayan ibrahim tatlisesten ne farkım vardı benim o an.
    kendimi gerçekten çok gereksiz hissediyordum.
    belli etmemeye çalışarak sürdüm cemil oto'ya.
    dükkanın önünde durup indim arabadan.
    ama kimseyi göremiyordum.
    yan dükkandan çırak geldi beni görünce
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster