/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 6701.
    +48
    *
    önce ben, sonra eylül en son da emrah atladı kayığa.
    nevaleyi poşetlerden çıkartıp dizdik ortadaki tahtanın üzerine.
    eylül şaşkın şaşkın bizi seyrediyordu.
    ben oturduğum yerin altına koyduğum bardakları bulup çıkarttım el yordamıyla,
    aldığımız su ile çalkaladım ve ortaya koydum bardakları.
    sonra dolu halde bulamayacağımı bilsem de en son kalan yarım rakıyı çıkarttım yerinden.
    şişe yine boştu,
    ama bu sefer şaşırmamıştım.
    bu kayığın sahibi her kimse bizim bıraktığımız rakıyı bitirmeden bırakmıyordu.
    biz de adamın kayığını kullandığımız için sorun etmedim.
    -demek mekanınız bura. dedi eylül.
    gayet mutlu görünüyordu.
    -evet. dedim
    -ortalıktan kaybolduğunuz zaman sizi nerde bulacağımı öğrenmiş oldum. dedi gülerek.
    -şunların ne işe yaradığını biliyor musun. dedi emrah kürekleri göstererek.
    -he bi de "kaçarız" diyorsunuz yani öyle mi. dedi eylül
    -vallahi yenge çok üstümüze gelirsen kaçarız, yapacak bi şey yok. dedi emrah
    tatlı tatlı atışıyorlardı.
    emrah önce eylül'ün gelecek olmasını yadırgasa da çabuk alışmıştı ortama.
    benim de korktuğum kadar kasıntı bir ortam olmayacak gibi görünüyordu.
    sonuçta emrah hayatımdaki en değerli insanlardan biri,
    eylül de sevdiğim kadındı.
    iyi anlaşmaları zaten lazımdı, iyi anlaşmak için de birlikte vakit geçirmek gerekiyordu.
    ilk kadehleri doldurmak için aldım rakıyı elime.
    eylül'ün bardağına gelince bize koyduğumuzun yarısı kadar koydum.
    -dök dök, elini korkak alıştırma. dedi eylül
    içtiğini zaten biliyordum ama rakı başkaydı.
    ama itiraz etmedim, dediği gibi yaptım.
    hepimize çay bardağının tam ince beline kadar rakı koydum.
    bardakların kalan yarısını da suyla doldurduktan sonra o harika beyaz karışımı elde ettim.
    aynı anda kaldırdık kadehleri ve tokuşturduk bardakları birbirine.
    -neye içiyoruz. dedi eylül
    ben içimden "sana" dedim,
    belki emrah da "gamze'ye" dedi ama hepbir ağızdan,
    -bize içelim o zaman. dedik
    keyifliydik, çok keyifliydik.
    kıyıya vuran dalgalar beşik gibi sallıyordu bizi inceden.
    ama öyle bi ritimle sallanıyorduk ki rahatsız olmanın aksine hoşumuza bile gidiyordu amk.
    -eee anlat. dedi eylül emrah'a.
    emrah afallayarak baktı eylül'e.
    -siz böyle mi rakı içiyorsunuz. dedi eylül
    kız haklıydı.
    sus pus rakı mı içilirdi amk.
    -doğru söylüyor abi, naptın o işleri. dedim emrah'a.
    emrah neyden bahsettiğimi çok açık bir şekilde anlamıştı ama salağa yatmayı tercih etti.
    -hangi işleri. dedi
    -gönül işleri. diye devam etti eylül.
    emrah'ı resmen çapraz sorguya almıştık.
    emrah önce rahatsız olsa da sonra başladı anlatmaya.
    -bilmiyorum, çok karışık, keşke gelmeseydi. dedi emrah.
    isim kullanmıyorduk ama tahmin ettiğiniz üzere hepimiz gamze'den bahsediyorduk.
    -o nasıl laf abi şimdi. dedim
    -ya ne bileyim olum, çok utanıyorum lan ben. dedi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster