/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 7076.
    +44
    *
    o an yüzümdeki mutluluk ifadesini görmenizi isterdim lan beyler.
    aptal aptal sırıtıyordum.
    yerde oturan eylül'ün yanına gittim.
    uyuyordu.
    eğildim, yüzüne baktım bir süre.
    daha üzün süre seyrederdim onu öyle ama hava gerçekten soğuktu, sabah ayazı felç ederdi adamı.
    eylül'ün duruşu da zaten üşüdüğünü belli ediyordu.
    -eylül. diyerek dürttüm yavaşça
    direk uyandı.
    kısa bir uyku sersemliğinden sonra oturduğu yerden kocaman sarıldı bana.
    -ne işin var burda. dedim
    -seni bekledim. dedi
    -seni aradım ben, telefonun kapalıydı. dedim
    -şarjım bitti. dedi
    -eve dönüp taksaydın o zaman. dedim
    -"şimdi gelir" diye diye beklerken uyuyakalmışım işte. dedi
    tebessüm etti.
    tebessüm ederek karşılık vermemek için zor tuttum kendimi.
    her ne kadar gitmemiş olmasına deli gibi sevinsem de
    hala kapanmamış bir mevzu vardı dün geceden.
    ve eylül bana her şeyi anlatmadan da asla eskisi gibi olmayacak,
    yalanlar üzerinde ayakta duramayacaktık.
    kolundan tutarak kaldırdım eylül'ü.
    şöyle arkaya doğru bi gerindi.
    -her yerim tutulmuş. dedi
    saçı başı dağılmış, topuzu bozulmuş, makyajı akmıştı.
    ama bana göre hala dünyanın en güzel kadınıydı.
    -hadi gel seni eve bırakayım. dedim
    -beni bırakıp kaçacaksın ama yine di mi. dedi
    -benim bi yere kaçtığım yok eylül, ben burdayım, ailem burda, sevdiklerim burda, ben öyle sen gibi çekip gidemem. dedim
    bu laf ağrına gitmiş olacak ki uzatmadı eylül.
    -haklısın, peki. dedi ve bahçe kapısına doğru yürümeye başladı.
    normalde olsa koşardım arkasından, onu öyle göndermezdim ama dedim ya beyler,
    aptal yerine konmak, kandırılmak çok ağrıma gitmişti,
    garip bi şekilde engel olabiliyordum bu sefer kendime.
    artık annem sesimizi mi duydu camdan mı gördü bilmiyorum ama kapıyı açtı ben çalmadan.
    -nerdesimn oğlum sen. dedi önce bana, meraklı bakışlarla.
    benden cevap beklemeden bahçe kapısından çıkmak üzere olan eylül'e seslendi.
    -eylül, kızım, nereye? dedi.
    annem eylül'e normal bir şekilde "kızım" demişti ama o an o kadar hoşuma gitmişti ki.
    eylül'ün de hoşuna gittiği o moral bozukluğuna rağmen belli oluyordu.
    -eve gidiyorum, geçerken ömer'i gördüm de geldim. dedi eylül tebessüm ederek.
    -iyi madem gelsene kahvaltı yapalım. diye seslendi annem eylül'e.
    eylül resmen onay isteyen gözlerle baktı bana.
    ben de çok isterdim ama bunun için çok yanlış zamandı.
    eylül'ün bize kahvaltıya gelmesi demek benim yelkenleri suya indirmem demek,
    hiç bi taku çözemeden kaldığımız yerden devam etmek demekti.
    çok zor da olsa anneme dönerek
    -eylül'ün işi var anne, belki başka zaman. dedim
    bunu söylerken içim acımıştı binler ama başka seçeneğim yoktu.
    ölmemek için acı çekmek gerekiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      çok iyisin be kardeşim
      ···
   tümünü göster