/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 8776.
    +45
    *
    ama ne yalan söyliyim ki beyler içten içe de duygulanmıştım.
    içerden getirdiği tabaklara yemekleri koydu aysel.
    pilavımı çok beğenmiş olduğuna emin olmama rağmen o da benim kafadandı
    "ehh işte, idare eder" dedi beni gıcıklamak için.
    tatlı bir atışmadan sonra hem muhabbet ters yerlere gitmesin diyerekten,
    hem de aysel'in işini harbiden merak ederekten;
    -nerde başladın işe. dedim
    adını daha önceden duyduğum büyük bir firmada çalışmaya başlamıştı.
    harbiden de çok sevinmiştim.
    sonra Umut'u sordu aysel,
    para muhabbetlerini hiç açmadan her şeyi anlattım aysel'e.
    -iyi olacak her şey. dedi
    -umarım. dedim
    öyle böyle sohbet muhabbet, çay çorba derken teşekkür ederek kalktım
    pilav tenceremi de almayı unutmadan.
    çıktım evden.
    gerçekten aysel'le böyle samimi konuşmak iyi gelmişti,
    acaba vicdanımı rahatlatmak için mi böyle davrandım diye düşünsem de,
    cevap "hayır"dı.
    aysel bana olan duyguları haricinde hayatımda olmasından en çok keyif aldığım insanlardan biriydi.
    eve doğru giderken eylül'den mesaj geldi,
    "napıyorsun" yazıyordu,
    kavga gürültü ile uğraşacak halim hiç olmadığı için "oturuyorum, sen?" dedim,
    "ben de kapıyı açmanı bekliyorum işte.." dedi,
    "hasgibtir" dedim içimden ve aklıma bir bahane gelmediği için cevap yazamadım,
    sokağın köşesinden dönmüştüm ve evin kapısında ellerini bağlamış bana doğru bakan eylül'ü gördüm.
    aklımda hiç bir şey olmadan gittim yanına.
    -dinliyorum. dedi eylül duruşunu hiç bozmadan.
    -aysel'e yemek zütürmüştüm, ordan geliyorum. dedim yarı yalan yarı doğru.
    eylül'ün suratındaki sert ifade birden kayboldu,
    -canım benim ya, iyi düşünmüşsün, kızcağız kaç gündür yemek taşıyor sana, iyi akıl etmişsin, dur yarın da ben zütüreyim hatta. dedi eylül
    önce şaka sansam da eylül hala gayet ciddi duruyordu.
    böyle düşünmesine ve bu durumu ucuz atlatmama çok sevinmiştim.
    -gelsene içeri. dedim evin kapısını açıp.
    -yok, seni görmeye geldim, yatıcam ben de. dedi gülerek.
    mutlu etmişti yine.
    sarıldı,
    saarıldım.
    kocaman öptü dudağıma yakın yanağımdan,
    -iyi geceler hayatım. diyerek el sallaya sallaya çıktı bahçe kapısından.
    yüzümdeki aptal gülümsemeyle girdim içeri.
    üzerimi değiştirir değiştirmez uzandım çekyata, uzandığım yerde ceketimin cebindeki bana ait olmayan paranın huzursuzluğuyla daldım uykuya.
    uzun zaman sonra sabah gözlerimi açtığımda aklıma ilk gelen şey ablam ya da eylül olmamış ceketimin cebindeki zarf olmuştu.
    bu mevzuyu daha fazla uzatmayacaktım,
    ben bu ağırlığın altında yaşayamazdım, bir an önce zarfı geri verip rahatlamam gerekiyordu.
    üzerimi değiştirip çıktım evden,
    durağa uğramadan doğru huzur evine sürdüm arabayı.
    huzur evinin kapısının önüne park ettim,
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster