0
“Onların Beyt(tullah) yanındaki namazları da, ıslık çalmadan ve el çırpmaktan başka bir şey değildi…” (Enfal 35) âyeti câhiliye döneminde müşrik Arapların namaza yabancı olmadıklarını göstermektedir. Nitekim bu dönemde müşrikler, erkek-kadın, açık-saçık el ele tutuşur, Kabe’nin etrafında dolaşırlar ve ıslık çalıp el çırparlardı. Böylece, ibâdet ediyoruz diye çalar, oynar ve yaptıklarını alkışlarlardı. Hz. Peygamber Kabe’ye gelip namaz kılmak ya da Kur’an okumak istediği zaman, çoğu zaman böyle âyin yapmakta ileri giderler, kendileri de namaz kılıyor ve duâ ediyorlarmış gibi gösteri ve gürültü yaparlar, bunu kendilerine bir ibâdet sayarlardı (Elmalı muhafazid Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Eser Neşr., bty, IV, 2400).
…
Câhiliye devri Araplarında namazın bilindiği, ölüye de namaz kıldıkları rivayet edilir. Ölünün kabri başında durur onun iyiliklerini, güzel işlerini anar ve hüzün gösterirlerdi. Bu işe de “as-Salâh” (namaz) derlerdi. islam bu namaza ve benzeri dinî geleneklere da’vâ’l-câhiliyyeh (câhiliyye duası) demiştir (Kastallani, irşadu’s-Sari li şerhi Sahihi’l-Buhari, 406). Bu namaz, islam’daki cenaze namazından farklı olsa da yine de namazdır.
Yine Câhiliye döneminde Ka’b b.Lüey’in Kureyşlileri cuma günü toplayıp, içinde bir de hutbe kısmı bulunan haftalık bir ibâdet yaparlardı. Bu güne cuma, maruzat (açıklama), Yevmü’l-Arûbe (Araplık Günü) denilmekteydi (Ateş, A.Osman, Sünnetin Kabul ve Reddettiği Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, basılmamış doktora tezi, izmir 1989, 37-38).
burada muhafazid in nasil normal namazi ,cuma ve cenaze namazini arakladigi acikca yazmis . ama siz yine de bir kilif bulursunuz eminim