-
1.
+1Benim hemen karşımda iri ve cüsseli adamlar pazarcıları süzüyor ve onlara sorular soruyordu. Hepsinin belinde ya kılıç ya da balta vardı. Adamlardan biri satıcının boğazını sıkarak "konuş çabucak,biz onları buraya gitsinler diye yolladık.Ne haber aldık,ne de görebildik! Nereye gitti bu adamlar?" bu şekilde birçok satıcıyı sorguladılar. Benim yanıma doğru geldiler ve "etler tazeymiş, senin gibi genç bir adam nasıl oldu da bu kadar av yakalayabildi" dedi. Beni bir korku sardı!Ben salak değildim,bu adamlar o nehirde peşime veren adamların yakınları ya da silah arkadaşlarıydı. Hiç bozuntuya vermeden sordukları sorulara cevap verdim ve geç de olsa ayrılıp kasabanın diğer ucuna yürüdüler.1 gün handa konakladım ve ertesi gece dağ evine doğru yola koyuldum. Kurt gidiş yoluna ezberlemişti bile;kurdun peşine verdim. Birkaç altınla da alışveriş etmeyi ihmal etmemiştim.Çocuklara birkaç giysi, anneme de ev ihtiyaçlarını karşlayacak araç gereç ve kuru erzak almıştım. Kendim için sadece yirmi adet ok almıştım. Paranın yarısıı bitmişti. Geç olmadan eve vardım. içimde kötü bir his doğmuştu nedense. Kurt yeri koklayarak ev kapısına doğru yürüdü.Çocuklar bu saatlerde bahçede koşuştururlardı hep. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Oturma odasına girdiğimde başımdan aşşağı kaynar sular döküldü. Kardeşlerim ve annem cansız bir şekilde karşımda yatıyordu. Nefesim kesildi ve gözlerim görmez oldu. Dişlerimle dudaklarımı ısırdım ve öyle bir bağırdım ki sesim heryere gitmiştir. Annem ve kardeşlerimin önünde saatlerce yatdım. Uyanın diye yalvarıyordum onlara.Ama ölüme çare yok,o an bunu düşünecek kadar aklım yerinde değildi. Aradan saatler geçti ve ahıra gittim. Küreği ve kazmayı aldım. Onların bedenlerini örtülere geçirdim ve ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece söylenerek onları dışarı taşıyordum. Evin arkasındaki ağacın dibine mezarları kazmıştım. Kurt tüm olanlara bir anlam veremeden uluyordu. Onları tek tek gömdüm. Sınırı aştım ve kendim içinde bir mezar kazdım ve içine atladım. Ellerimle kendimi kapamaya çalışıyordum, delirmiştim adeta. Orada uyuya kaldım ve sabah oldu. Tüm bunlar rüyadır diye geçirdim içimden ama mezarlar köşemde duruyordu.Bu olay o kadar gariptir ki,hiçbir ressam resmedemez. Hiç bir roman anlatamaz size o burukluğu. Aylarca yemeden içmeden kesildim. Kurt ise salınıktı, başının çaresine bakıyordu. Hatta bana avladığı şeyleri getirip faydalanmamı sağlıyordu. Aradan tam 3 ay geçtiğinde toparlanabilmiştim.Bu 3 ay boyunca mezarın başına geçip söyleniyordum ve hüngür hüngür ağlıyordum. Hiç bunu kimin yapabileceği aklıma gelmemişti. Hepside hiç yara almadan ölmüştü.Kim niye yapar?O küçüklere kim zarar vermek ister? Tüm bu sorular kafama sonradan dank etmişti. Oturma odasının içini aradım, belki bir yılan veya akrep onları uykuda öldürmüştür dedim ama yatakları bile kurulu değildi. Kimisi oturur halde, kimisi oynarken yığılı vermiş. Kasabadaki koruyuculara haber vermek hiç içimden gelmiyordu.Bu aç erifler bunu geçiştirip iki üç teselli sözünden başka birşey yapabilecek insanlar değildi. Günlerce ormanı ve evin çevresini aradım, herhangi bir tehlike gezip, görülüyor mu diye? Gizliden çobanı bile izledim,o sağır ve aptalın tekiydi. Yapacak son kişiydi. Nehir kenarında ölen adamlarla bir ilgisi olabileceğini düşündüm. Kurdu da alıp nehire doğru yola koyuldum.Tümünü Göster
Part 4 sonra
başlık yok! burası bom boş!