parti 106

Yalçın ve Serhat dönüp baktılar. Ayaklandılar sonra.

Esra: Lütfen sakin Manco.

Sibel: Sevgilim dur konuşalım önce.

- Siz gelmeyin. Biz erkek erkeğe konuşalım onlarla.

Esra: Bende varım meselenin içinde gelmesem olmaz.

- Peki. Ama sen gelme bebeğim.

Sibel: olmaz. Ben gelmezsem pislik cıkarırsın sen şimdi.

- iyi madem sen de gel.

iki kızla beraber Yalcınların olduğu yere doğru yürüdük. iki binte ellerini ovuşturup bizi bekliyorlardı. Yanlarına geldik.

Yalçın: Hayırdır lan Kara Muratlık pesindesin herhalde yine.

- Ne yaptın lan sen bu kıza?

Yalçın: ne yapmışım lan? Baksana sapasağlam yanında.

Esrayı yanıma çektim. Boğazını gösterdim.

- Bu ne peki lan? insanlık değil lan bu.

Yalçın: aa evet biraz incitmiş olabilirim. Hak etti ama.

- Sen ne yaptın buna Esra?

Yalçın: O suçunu iyi biliyor. Sırf seni kıskandırmak için benimle birlikteymiş gibi görünüyormuş fahişe.

- Düzgün konuş lan. gibtirtme belanı.

Serhat muallaksi de Yalcının yanında avına atlayacak avcı köpeği gibi bekliyordu.

Yalçın: Konuşmuyorum lan. Ne yapacaksan yap hadi görelim.

Yalçının üzerine yürüyüp yakasına yapıştım.

Esra: yapmayın durun. Konuşarak halledebiliriz.

Sibel: aşkım lütfen.

Ben ikisini de dinlemeyip Yalçın binine kafayı koydum. Yalçın yerle yeksan olunca midesine tekmeyi geçirmek için hareketlensem de ensemde feci bir ağrı duyup yere serildim. Serhat muallaksi arkadan enseme fena geçirmişti. Yalçının dizlerinin üzerine düştüm. Bilincimi yitirmiştim sanki.

Sibel: aşkıımmm..

Sibel ağlamaya başlamıştı. Çok geçmedi Serhat bininin de bizim biraz ilerisine ağrı içinde düştüğünü gördüm.