+35
-6
Bursa Uludağ Üni-Tıp Fakültesi önündeki Sanat Binası gibi bir şey vardı. Oraya geçip doktor olacak gömlekli bayan arkadaşları süzüyorduk Onurla. iç çekiyorduk ah ulan vah ulan diye. Fıstık gibiydi embesiller. Her neyse, okulun ordan alacaklarını söylemişlerdi bizi fakat biz oraya geleli 25 dk olmuştu fakat gelen giden kimse yok. Açtım telefon kadına, bir numara verdi dedi sizi ortağım alacak onunla konuşun. Verdiği numaraya telefonu açtım. Dedim merhaba ben falan filan, evet dedi sizi alacaktım fakat istanbuldan gelen bir bayan müşterim daha var onlar arabayla kaybolmuşlar onları arıyorum şuan, onları alır almaz sizi de alıcam siz kendiniz gelmeye çalışmayın bu havada perişan olursunuz dedi, bir adres daha verdi sizi burdan alıcaz buraya minibüsle gelin dedi tamam dedim telefonu kapattım. Minibüse binene kadar analarına bacılarına sövdük. Açlık başımıza vurmuş, ikimizde sıcaktan perişan olmuşuz ve bilmedigimiz yerlerde aval aval milleti bekliyoruz. Herneyse bindik minibüse. Görükle merkezde çekirdek cafenin orda indik. 2 dkya geldi adam bizi almaya. 2 tane araba vardı, öndeki olan araba bizi alacak olan adamın, digeri ise o çinlinindi. Adam kornaya basıp camdan kafasını cıkararak bu arabaya diye işaret etti, atladık adamın arabasına ve çiftlige gidiyoruz. Adamla muhabbet ettik yolda, dedi işte kardeşim kusura bakma arabalarında gps leri bozulmuş, onlarda istanbuldan geliyorlar öyle kaybolmuşlar daha fazla ugraştırmasınlar diye onları almaya gittim falan dedi. Sıkıntı yok falan filan dedik olur böyle şeyler insanlık hali falan. Ne de olsa benim aklımda tek bir şey var, köpegi kucagıma alıp gidip iskenderimi yiyip sonra da istanbula dönmek... Fakat olaylar hiç böyle gelişmedi. Anlatıyorum. Çiftliğe vardık. iki araba birden durdu sağlı sollu. Ben ne oluyor ne bitiyor demeden diger arabanın şoför koltugundan bir kız indi. Siyah body atletli, pilot gözlüklü, pembe dar-dizleri yırtık pantolonlu, saçlar doplu, esmer-pürüzsüz ten, altında babet ayakkabı, benden 15 cm kısa olmasına ragmen 1.75 boylu bir kız...
Abazalıktan değil beyler, ben hayatımda böyle bir şok geçirmemiştim. Hiçbir şair hiçbir yazar benim o anki duygularıma tercüman olamazdı. Ne o leyla ne de ben mecnundum. Fakat gönül ya işte, neye gidiyorsun fakat neyle karşılaşıyorsun. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı, mideme saplanan bi bıçak, kızı gördügüm andan beri kendime ben neredeyim diye sorup duruyordum. Onur durumu farketmiş olacaktı ki.. Omzuma kanka boşver başka bi şey için geldik alma başına belayı der gibi iki kez hafifçe vurdu.
Hızlı yazmaya çalışıyorum elimden geldigince beyler fakat şöyle bir durum var şuan gerçekten bütün yaşadıklarımı harfiyen tekrar yaşıyorum o yüzden biraz kötü oldum yine. Anlayışınız için teşekkürler. Devam ediyorum.
Tümünü Göster