Ben antalya'da üniversitedeyken memleketimden(antalya değil) bir kız bana arkadaşlık isteği gönderdi. Ayıptır söylemesi resim konusunda da oldukça iyiyim. Ben dedim ki seni tanıyor muyum? o da dedi tanımıyorsan silebilirsin yemedik gibi şeyler söyledi. ben de yok kalabilirsin sorun değil dedim. sonra açıkladı benim arkadaş çevremden fotolardan falan bulmuş beni. neyse epey konuştuk sohbet falan derken konuştuk tanıştık. resmini çizmemi istedi. tabi olur dedim. memlekete gidince karakalem resmini çizip teslim ettim dersanesinin orda buluşup. çok beğendi. arkadaşları seni senden daha iyi tanıyor gibi çizmiş falan demişler. sonra antalyaya geri döndüm. muhabbetimiz ilerledi. Ben bundan yavaş yavaş hoşlanmaya başladım sonra; sanırım ilk kez bir kız bu kadar ilgi gösterdiği için onu sevdim ve itiraf ettim seni seviyorum diye(ya da öyle sandım). bu, "buraya gelince(memleketim) konuşucaz senle
* " falan dedi. bir ay oldu iki ay.. derken memlekete geldim. ilk buluşmada onların oturduğu apartmanın arkasına çağırdı. babası fabrikatörmüş ve kendi apartmanlarıymış. neyse bunlar benim için önemli değil zaten sonradan öğrendiklerim. ilk gördüğümde samimi olduğumu anlasın ve araya soğukluk girmesin diye direkt sarıldım. el ele tutuşup oturduk. sadece oturduk beyler ve ilişkimiz boyunca da aklımdan onu sevmekten başka, hayaller kurmaktan ve gelecek planlarından başka bir şey geçirmedim zaten. neyse bizim ilişkimiz boyunca çok güzel vakitler geçirdik. çok ayrıntılı anlatmayacağım ama babası vefat etmiş, fazla geliri olmayan bir aileye mensup biri olarak çok güzel anılar yaşattım ona. jestler yaptım. çok fazla şey yaptım boyumu aşan. her neyse. asıl konuya geliyorum beyler: