+3
MALATYA
12 yaşımdan 22 yaşıma kadar yaşadığım şehir.iki gün önce son kez gittim büyük ihtimalle. Bunu bildiğimden yaklaşık yedi saat gezdim tüm şehri. Hızlı hızlı yürüdüm ki her heri gezebileyim veda etmediğim tek kaldırım taşı kalmasın.
Her bölgenin belli bir insan yapısı vardır derler ya, 90 km bir kültür değişir derler ya bu malatya için geçerli değildir. Adım başı değişir kültür orada.Şiveler arası bir uçurum vardır. Türk, kürt, ermeni, alevi, sünni, çingene bir aradadır sokaklarında.
Malatya insanı muhabbet tellalıdır.Ben mizah seviyesinin o kadar yüksek olduğu başka memleket görmedim.Çoğu kayısıcı olduğundan sadece yazın çalışır.Bu sebepten ötürü tüm kışlarını yazın topladıkları paraları yiyerek geçirirler. Kahveleri tıklım tıklımdır kışın. Gece gündüz konuşmaktan hepsinde inanılmaz bir hitap yeteneği ve üslup gelişmiştir.Çoğu meşhur olmak için kafayı sıyıran insanın yolu geçmiştir malatyadan.Bir çok ünlü malatyalıdır amk. Delisi de çoktur. Sırıkla gezen mercedes kadir en ünlüsüdür bu delilerin. Ucuna dikiz aynası ve cd taktığı sırığı bir araba edasıyla kullanır. Yani delisi de akıllısıda çoktur amk memleketinin.
Orta büyüklükte bir çarşısı vardır malatyanın.Çarşının yukarısı diye adlandırılan kesimde kernek meydanı adlı bir alan vardır. Güzeldir o taraflar.En elit kesimin takıldığı cafeler ordadır işte. Yerlerde pahalı sigara izmaritleri vardır.Çok sarma sigara izmaritine rastlenmaz o bölgede.Her adımda çiftlere rastlamak mümkündür kernekte. Biraz gülhane parkını andırır bu özelliğiyle. Kernek çocuğunun adı vardır oralarda. Genelde içici tayfa olup yeni malatya taraftarıdır hepsi. işleri güçleri malatya maçlarını beklemektir. Kavgacıdırlar ama en büyük kavgaları kendi aralarında yapar bu tayfa.
Kanal diye tabir edilen suyu takip edip yukarı çıktıkça izmaritler sarmaya döner. Geldim gittimler geliyim gidiyim olur. Normal şehir hayatı hüküm sürer bu taraflarda.Ama biraz daha yukarısı yani çukurun ora diye tabir edilen yer ve beydağı tarafı hala yarı gecekondu vaziyettedir. Mercedesler, bmwler ve at arabaları aynı yolları kullanır burada. Herkes birbirini tanır. Yoldan geçen her insan size selam verir.Bir kapının önünde çok beklerseniz mutlaka biri çıkıp sen hayırdır der hala buralarda.Çoluk çocuğuda çoktur buraların. Hala yollara taşlardan kaleler kurulur. Arabaların geçmesi beklenir o mahallelerde. Ağır abileri vardır bu mahallelerin. Eski kabadayılar gibi takılmaya çalışan kendi çaplarında mevzu adamlarıdır bunlar. Hala muhabbetlerinin mezesi ayı hakanlar, tarzan ibolar, ahmet kapusuzlardır.
Ha gayret dedi biraz daha yukarı çıktın.Çarşıdan 40 dklık yürüme mesafesi sonunda tokinin yaptığı evlerle dolu yavuz selim mahallesine yani her köşesinde bir anım olan mahalleye varırısın. Yıllarımı verdiğim sokaklarında aşık olduğum, düşüp kollarımı kırdığım, bakırlar, demirler çaldığım mahalleye varırsın işte.
Buraya gelene kadarki 40 dk lık yokuş yukarı olan yoldan bahsetmek istiyorum biraz. Normalde param olmadığı zaman çıkmak hep sıkıntı olmuştur bana.Ve hep lanet etmişimdir o olmayan bir liraya. Para olsa bile 11den sonra olmayan otobüse.O yol biraz karakterim gibidir işte. Hiç düz ve normal bir yeri yoktur gibtiğimin yolunun.Ya yokuş ya iniş.Ha çok mutlu ya çok üzgün işte. Aynı yol gibi. Bazen inerken cumartesi olduğunu unuturdum. Karşıma bir anda çıkardı işte cumartesi pazarı. Ordan oraya koşuşturan insanlar bana umudu anımsatırdı. Bazen pazar biterken çıkardım yukarı.O zaman pazardan kalan pislik içindeki meyve sebzeyi toplayan insanlar görürdüm.Bu da umutsuzluğu anımsatırdı ki bu insaların hep yoksulluktan utandıklarını gördüm. Yüzüme bakamadıklarını gördüm.O zaman yoksul gururu denen şeyi anladım işte.
Daha taştepesinden, kültepeseinden, fahri kayahanından, okuduğum okullarından, bile basetmedim. Ağzı yüzü şiir olmuş şairlerinden, ramazan akşamlarında kırk kişiyi bulan mahalle dostluklarından, bahar aşklarından, kış aşklarından, yollarında kaybettiklerimizden hiç bahsetmedim.Amk senini malatya. kaldırımlarında saçlarım ağardı. Kahvelerinde ellerim titremeye başladı. Senle sevdik, senle umutladık. Babam görürse diye yanımızda gezen kızla ne köşe bucaklarını keşfettik.Bir şehre bir aşk sığmazken biz sana neler sığdırdık. Seni yazmak zor, yaşamak lazım.
ne yazdığımı hiç okumadım. Belki saçma sapan bir şeydir
Tümünü Göster