/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5
    Muratla Lise 4'te yaptığımız konuşmalardı bunlar. Nereye gideceksin felan filan sohbeti yapılıyor. Muratın sesinin geldiği siluet cebinden telefon gibi bir şey çıkartıyor. Sagopanın bu müziği çalmaya başlıyordu. Dedim hay müziğinin a.q. Artık alışmıştım duruma bugün başıma gelecekleri az çok tahmin edebiliyordum. Pazar yerinin oradan ayrıldı sonra bu iki siluet. Ortalık sessizliğe büründü. Saat 3'e yaklaşıyordu. Bir sigara yaktım düşünmeye başladım. Neden böyle bir şey içindeydim. Niye buraya geldim akşam akşam? Bu durumlar tesadüf müydü? Hayal mi görüyordum ben. Ortalıkta in cin top oynuyordu. Sigarayı söndürüp yere attım. Kontağı bir kez daha çevirdim. Araba halen çalışmıyordu. Yürüyerek mi gitsem diye düşündüm bazen. Hava karanlık ortalıkta zaten kimse yok yanan bir iki tane sokak lambası var zaten dedim. Arabanın içine koyuldum. Gözümü kapattım sadece. Ardından uyuya kalmışım. Sabaha karşı ezan sesiyle uyandım. Sabah okunan o ezanın verdiği güven gibisi yok beyler. Doğruldum. Karanlık yerini yavaş yavaş aydınlığa bırakıyordu. Ama hava kapalı bir şekilde. Arabanın kapısının kilitini yine yukarı kaldırıp öyle açtım anahtarı alıp pazar yerine doğru yürüdüm. Beraber oturduğumuz banka oturdum. Bir sigara daha yaktım. Ulan Murat daha çok gençtin neden böyle oldu ki demeye başladım. Gözüm dolmuştu. Bir iki damla yaş aktı. Ardından telefon çalmaya başladı. Arayan babamdı. Oğlum nerdesin diye sordu dedim pazar yerindeyim. Geliyorum bir arkadaşla o arabayı sanayiye kadar zütürecek seni eve bırakalım biz sanayiye gidelim dedi ben de tamam olur dedim. Yağmur başlamıştı. Babamgil gelmişti. Anahtarı verdim ben. Pazar yerine son bir kez bakış atıp oradan uzaklaştım. Beni eve bıraktılar kendileri sanayiye gittiler. Eve yorgun argın gelip kendimi yatağa attım. Ertesi gün olmuştu. Muratın mezarına gidip bir çiçek bırakacaktım..
    Ertesi gün olmuştu. Sabah kalktım elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltı ettikten sonra dışarı çıktım. Çiçekciye gittim. Çiçekleri aldıktan sonra Muratın numarasını aradım çünkü babasının numarası yoktu elimde. Telefonu babası açtı . Mezarlığının yerini sordum bizim evin 150-200 metre ilerisinde bir mezarlık var oraya gömülmüş. Çok sevdiğiniz can ciğer dostunuz evinizin neredeyse yanına gömülüyor ve bundan haberiniz olmuyor. Çiçekçiden geri dönüp mezarlığa doğru yola çıktım. Havada ufak taneli yağmurlar yağıyordu. Mezarlığa girdim babasının tarifine göre mezarı buldum. Mezarın başında ağlamaya başladım. O anılar hiçbir zaman silinmeyecek dedim. Fatiha okuyup çiçeği mezara bıraktım beyler. Daha sonra bizim evin önünde park var oraya indim. Bir pesimistin gözyaşlarını açtım. Bir sigara yaktım. Daha sonra eve doğru yol aldım beyler. Eve vardıktan sonra bizimkilerle vedalaştım. Valizlerimi toplayıp üniversitenin yurduna doğru yol aldım tatil bitmişti. Dersler başlayacaktı. Yurtta geceleri tuhaf tuhaf rüyalar görüyordum. Gece benim için kabustu. Gündüzleri derste uyuyordum resmen. Hayatım resmen taka dönüşmüştü. Geceleri uyuyamıyordum. Doktora gittim. Bunun için bende insomnia hastalığının başladığını söylediler. Zihnimi çok yoruyormuşum. Bunun için ilaçlar felan yazdı. Kullanmaya başladım. Memleketten uzaktaydım. Bizimkiler durumumu bilmiyordu. Kafayı sığırdığım geceler yakındı. Halüsilasyonlar görmeye başlamıştım..
    Halüsilasyonlar normal bi halüsilasyon değildi. Korkutucuydu beyler. Yurt odasında gece vakti uyumaya çalışıyordum. ilaçları almama rağmen bir etkisini göremiyordum beyler. Geceleyin duvarlardan sanki kan akıyordu. Uyuyamıyordum beyler ne yapsam etsem uyuyamıyordum. Geceleyin odadaki arkadaşları uyandırıyordum. Kalkın bakın beyler duvardan kan akıyor görmüyor musunuz diyordum. Lan sen kafayı mı yedin felan diye bana çıkışıyorlardı. Gece gece onları da uyutmuyordum. Bu durumdan odadakiler şikayetçi olmaya başlamışlardı. Beni odalarında görmek istemiyolardı. Yurt müdürü beni bir gün odasına çağırdı. Dedi böyle böyle şikayet ediyor arkadaşların. Uyku uyutturmuyormuşsun arkadaşlarına dedi. Ben de hocam böyle böyle anlattım. Sen kafayı mı yedin felan diyaloglarına girdi benle. Beni aşağıda kimsenin daha gelmediği bir odaya gönderdi beyler. Vicdanını gibtiğimin adamı beni bu odada yalnız başına bıraktı. Eşyalarımı odadan aldım yeni odama gidiyordum odamdaki arkadaşlar arkamdan çok şükür gidiyor kurtuluyoruz muhabbeti yapıyorlardı. Anlayacağınız yine yalnız başıma kalmıştım. Delirmemek elde değildi. Odaya yerleştikten sonra ödevleri araştırmaya başladım. Oda sepsessizdi. Ödevleri yaptıktan sonra yatağa uzanayım dedim. Işığı kapattım. Uyumaya çalışıyorum beyler. Kapıyı kilitlediğime %100 emindim. Gece kapı aralandı. Muratı görmüştüm beyler. Aklımın o an çoktan zıvanadan çıktığını anlamıştım. Bana oyun oynuyordu sanki aklım. Murat beni çağırıyordu. Hadi gel diye. Muratı takip etmeye başladım. Murat yurdun yukarısına doğru çıkıyordu. Çatıya doğru gidiyordu. En sonunda çatıya çıkmıştım. Murat senin ile bir şey konuşacağım dedi bana...
    Muratla çatının orada oturduk . Murata neden böyle yaptın neden intihar ettin diyorum cevap vermiyordu. Sadece gülümsüyordu beyler. Ağzını bıçak açmıyordu. En sonunda bana mezarıma git dedi. Çatının oradan atladı. Baktım aşağıya kimse yok. Bağırdım sonunda çıldırdım. Bütün hademeler yukarı çıktı noluyor burada felan diye sormaya başladılar. Ben olayları anlattım. Yurdun kamerasına baktılar. Ben kendi başıma salakça yukarı doğru çıkıyordum. Murat yoktu görüntülerde. Herkes bana garip garip bakmaya başladı. Sen bir hocaya felan doktora felan git dediler. Gittim ilaç yazdılar kullandım bir etkisi olmadı felan dedim. Sabah oldu. Babamı aradım bütün durumu anlattım. Ben üniyi bırakıp geliyorum demiştim. Babam da tamam gel bir pgibolog hocaya felan zütüreyim bi baksın dedi. Beyler sabah ilk işim yurttan ve üniden ayrılmak olmuştu. Üniyi dondursam mı kökten mi bıraksam diye düşünüyordum. Dedim ben bi daha bu lanet yere gelmem dedim. Öğrenci işlerine gidip dilekçeyi verdim. Okulu iptal ettirdim. Yurttan valizlerimi alıp eve dönüyordum. Aynaya baktığımda göz altları mosmor sayko bir tipim vardı. Otobüse bindim eve döndüm. Olanları babama anlattım. E oğlum madem böyle şeyler yaşıyorsun niye bizim haberimiz yok dediler. Sizin için endişelendim felan dedim. Olum böyle şeyler ciddi gözardı edilmeyecek durumlar dedi. Beni annemin pgibologuna zütürdü. Annem şizofreni tedavisi görüyordu beyler. Durumu gerçekten çok iyiye gitmişti. Adanaya doğru yol almaya başladık..
    Beyler akşama doğru randevu almıştık. Saat 17'ye . Pgiboloğun kendi yerine gittik. Pgiboloğa durumları anlattım. Senin bilinçaltın aşırı derecede yıpranmış. Uyku da uyuyamıyorsun bilinçaltın temizlenemiyor demişti. Doktor beni ruh hastalıkları merkezine sevk etmişti. Burada bir hafta kalacaktım. Doktor hareketlerimi kontrol edecekti. Ben ilk başta karşı çıksam da sonra doktor ikna etmişti. Bildiğiniz benim akıl uçuyordu beyler. Hava karardı bizimkiler beni ruh hastalıklarına bıraktı. Vedalaştık babam bana giysilerimi yarın getireceğini söyledi. Amk neyin içinde olduğumu ben bile bilmiyordum. Akşam o ruh hastalıkları merkezinin kapısı aşırı ürkütücü gösteriyordu beyler. Düşünün bu kadar manyak içinde 1 hafta kalacaktım. Hademe bana bugünlük için eşofman terlik vermişti. Beni odama doğru çıkarmıştı. Beyler odalar iki kişilikti. Benim odamda garip benim yaşlarımda bir çocuk vardı. Çocuk in cin meseleleri yüzünden durumunun kötüye gittiğini akıl sağlığının bozulduğunu anlattı bana. Aha dedim bir cinimiz ekgibti o da tam oldu dedim. Ben çocuktan tırsmıştım beyler bu manyak kapıyı açıyor gece sağa sola bakıyordu..
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Seni o odada yalnız bırakan müdürün vicdanına tüküreyim..
      ···
   tümünü göster