/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2 -2
    Kore Savaşında Türkiye
    Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik 1. Türk tugayı, 17 Eylül 1950’de iskenderun limanından hareket ederek 12 Ekim 1950’de öncü takım Pusan limanına ulaştı ve 17 Ekim’de ana birliği de Pusan’dan karaya çıktı. Aynı gün Pusan’dan hareket ederek 20 Ekim’de Taeg’a varıp, süratle kuzeye doğru ilerleyen Birleşmiş Milletler ordularına iştirak etti. 10 Kasım’da Taeg’dan hareket ederek 21 Kasım’da Kunuri’ye vararak Amerikan 9. Kolordusu’nun sağ kanadında konuşlandırıldı.

    24 Kasım 1950 sabahı kuzeye Çin sınırına doğru ilerleme emrini alan tugay Kunuri’den hareket ederek Kaechon, Sinnimni, Wawon boyunca Tokchon’a doğru yola çıktı. Ancak Çin Halk Gönüllü birlikleri cephenin arkasına sızmaya başladı. Durumu farkeden Amerika ve Güney Kore birlikleri ricat etmeye başladılar. Ancak Türk tugayına ricat emri geç ulaştı. 1. Taburun etrafı kuşatılıp süngülü çatışmaya girmek zorunda kaldı. Ricat harekâtını sağlamak için sonuna kadar direnen 3. Tabur 9. Bölük imha edildi. Geri kalan Türk birlikleri ise Chongchon nehri boyunca geri çekildi.

    Kasım sabaha karşı başlayan Kunuri muharebesi üç gün üç gece aralıksız sürecekti. Türk Tugayı Kunuri’de altı Çin tümeni tarafından çevrilmiştir. Dört tarafı çevrilen bir birliğin kurtulduğunu tarih yazmıyor.

    Tugay Komutanı General Tahsin Yazıcı’nın: “Çemberi yardık, cepheye ekmek gönderin, görev verin.” Telsiz bildirisi, dünya basınında ve radyolarında büyük yankı yapmıştı. Ayrıca Türk ordusu Sunchon Boğazı’nı koruyarak B.M Ordusu’nu imha olmaktan kurtarmıştır. Her tarafı sarılmış olan bir birlik düşmanın içinden büyük bir soğukkanlılık ve sükûnetle hareket etmiş, ses çıkarmamak için erler ayakkabılarını çıkarıp ellerine almış ve süngülerinin parlamaması için de eldivenlerini süngülerine geçirmişlerdir.

    Çetin muharebeler esnasında General Yazıcı “SON ER, SON KURŞUN” emrini verir ve Türk askeri bütün varlığını ortaya koyar. B.M ve Türk ordusu derin bir boğaza girdiğinde, düşmanın havan ve bazuka ateşleriyle durmak mecburiyetinde kalır. Askerler vasıtalardan atlayarak sarp yamaçlara doğru saldırır. Daracık boğaz, top tüfek sesleri, birbirine karışan türlü lisan gürültüleriyle inlemektedir. Bir kamyon üstüne oturan bir havan mermisinin infilâkıyla vasıtanın havaya fırlayan parçaları arasına insan uzuvları da karışmaktadır. Çok çetin geçen mücadelenin ardından zaferi Moskova radyosu veriyor ve Amerikalılara “bu defa sizi Türkler kurtardı” diyordu.

    Türk askeri bu defa Kumyangjang-ni’de kahramanlık yazacaktı. Türk askerinin ALLAH ALLAH nidaları bu defa burada duyulacaktı. 26 Ocak’ta karşıdaki ordunun Kunuri’deki düşman olduğu anlaşıldığında, Türk askerini arkadaşlarının intikdıbını alma hırsı saracak ve bu hırsla düşmanın üzerine atılacaktı. Mermisi bittiğinde süngüsüyle Kore’de Türk tarihine bir kahramanlık destanını daha hediye edecekti. Zafer yine Türk askerinindi. Türk ordusunu bütün B.M ordusu komutanları kutluyor ve madalyalarla göğüslerini kabartıyorlardı.

    Türkler en güç koşullarda savaşan birlikti"

    ingiltere Savunma Bakanı E. Shinwell de Avam Kamarası'ndaki demecinde Türk askerlerinin güç koşullarda savaştığını kabul ediyor ve "Kore'deki Türk Tugayı, son savaşlar esnasında diğer Birleşmiş Milletler kuvvetlerine oranla en güç koşullar altında savaşmış ve buna rağmen vazifesini başarı ile yapmıştır" diyordu.

    Üç Çinliye bir Türk

    25-27 Ocak 1951 tarihleri arasında olan Kumyangjangni Savaşı da çok kanlı geçti. Türk Tugayı'nın başarısıyla sonuçlanan savaşın ardından, 2. Dünya Savaşı gazilerinden Amerikan Piyade Yarbayı Blair, Ordu Gazetesi'nde şunları yazmaktaydı:

    "Türklerin bu taarruzu, gördüğüm muharebelerin en kanlısıydı. Dövüşme çok şiddetli olmuş, Çinliler çok iyi donatılmışlardı. Tüfek bombası, çeşitli otomatik silahlar ve havanları vardı. Yiyecek ve cephaneleri de boldu. Mevzilerinde ölünceye kadar direnmeleri, disiplinlerinin iyi olduğunu göstermekteydi. Buna rağmen savaş başarıyla sonuçlandı."

    Türkler en güç koşullarda savaşan birlikti"

    ingiltere Savunma Bakanı E. Shinwell de Avam Kamarası'ndaki demecinde Türk askerlerinin güç koşullarda savaştığını kabul ediyor ve "Kore'deki Türk Tugayı, son savaşlar esnasında diğer Birleşmiş Milletler kuvvetlerine oranla en güç koşullar altında savaşmış ve buna rağmen vazifesini başarı ile yapmıştır" diyordu.

    Üç Çinliye bir Türk

    25-27 Ocak 1951 tarihleri arasında olan Kumyangjangni Savaşı da çok kanlı geçti. Türk Tugayı'nın başarısıyla sonuçlanan savaşın ardından, 2. Dünya Savaşı gazilerinden Amerikan Piyade Yarbayı Blair, Ordu Gazetesi'nde şunları yazmaktaydı:

    "Türklerin bu taarruzu, gördüğüm muharebelerin en kanlısıydı. Dövüşme çok şiddetli olmuş, Çinliler çok iyi donatılmışlardı. Tüfek bombası, çeşitli otomatik silahlar ve havanları vardı. Yiyecek ve cephaneleri de boldu. Mevzilerinde ölünceye kadar direnmeleri, disiplinlerinin iyi olduğunu göstermekteydi. Buna rağmen savaş başarıyla sonuçlandı."

    Türk şoförlere dikkat

    O günlerde Tokyo'da çıkan Star adındaki Amerikan ordu gazetesi, Türk şoförleri için şunları yazacaktı:

    "Türk şoförleri Kore'ye ayak bastıkları andan itibaren, Korelileri ve Kore'deki Birleşmiş Milletler mensuplarını korku ve heyecana düşürmüşlerdir. Türk şoförleri trafik kaidelerine katiyen uymaz, yolun daima ortasını takip eder, geriden gelip korna çalarak yol isteyenlere asla yol vermez, yollarda yazılı en çok hız koşuluna bağlı kalmaz ve aracını her yolda son süratle yürütmekten zevk alır. işte bu nedenlerle, sık sık birçok kazaya neden olduklarından, üzerinde ay-yıldız işareti olan aracı gören herkes ya aracını durdurmalı veya bir kenara çekilip ona yol vermelidir."

    Özel;Bunun özeti olmaz eğer Atalarımız hiç ilgilerinin olmadığı bir yerde Türkiye için savaştıysa bunu okumak sıkıntı olmamalı yinede okumayanlar kendi bilir bu bir hikeye bir destanın 50 yıl sonraki hikayesi..
    ···
   tümünü göster