+4
-1
Eve geç gelince "Neredesin?" diye sorardı, ben de gülerek "Sana ne!" derdim. "Soytarı oğlum" derdi bana, ikimiz de gülüp geçerdik.
Evinin küçük iti bendim. "Oğlum şunu yap, bunu yap" derdi, "Tamam" der yapardım. Severdi beni, ama öyle "Canım oğlum" deyip de sarılmazdı asla. En son karnemin iyi olduğunu görünce "Aferim oğlum" deyip öpmüştü beni.
Öpülmeye alıştırmamıştı beni, hafifçe itmiştim ama o öpücük çok hoşuma gitmişti.
Köydeki evimizde tek başına kalp krizi geçirip vefat etti. Mekanı cennet olsun. istanbul'dan kalkıp geldim hemen, üzüntüden yıkılmıştım. Tabutunu bile taşıyamadım, öylece durup izleyebildim sadece. Kimse bir daha bana "Öküz oğlum" demeyecekti!
Şu an onun en sevdiği kanepede oturmuş onu düşünüyorum da arkasından yapılabilecek en iyi şey onun için dua etmek ve hayırlı bir evlat olmak. Tüm fotoğraflarına baktım bugün. Hala ölmemiş de sanki köye gitmişsin gibi hissediyorum. Hiç dönmeyecek o köyden, o boşluğu da bir yandan içimde hissediyorum ne acı...
Babalarınıza iyi davranın, hiç ölmeyeceklermiş gibi hissettiriyorlar ama herkesin babası gibi bir gün sizinki de göçüp gidiyor bu dünyadan ve elinizden gelebilecek tek şey fotoğrafına bakıp yaşattığı güzel anıları hatırlamak oluyor işte.