-
126.
+1MANHATTAN,NEW YORK……Tümünü Göster
GÜNÜMÜZ……
Frank Seattle’daki barın önündeydi.
Ne ara buraya geldiğini bilmiyordu ayakları sanki onu buraya getirmişti.
En son geldiği zamandan beri pek bir değişiklik olmamıştı. Köşeyi dönüp ilerlemeye başladı serserilerin onu sıkıştırdığı yere geldi.
Kulaklarında halen adamın çığlıklarını duyabiliyordu.
Ortam onu rahatsız etmişti.
Bulunduğu yerden uzaklaşmayı istedi.
Doğruca mezarlığa gitti.
EŞiNiN VE ÇOCUKLARININ YANINA.
- Tekrar ben geldim hayatım, arayı çok tuttum özür dilerim Los Angeles’ta yapmam gereken işler vardı. Sizi çok özlüyorum.
Frank eşi ve çocuklarının mezarları başında onlarla saatlerce konuştu.
Vakit akşama doğru olmuştu.
Gitmeye karar verdi.
Şehrin merkezinde önceden bildiği bir yer vardı. Köşede kalmış ama çok iyi hamburgerleri olan bir yerdi.
Oraya gitmeye karar verdi.
Yolları hatırladığı kadarıyla halen aynıydı şehrin. Gideceği yeri hemen bulmuştu fakat sokağın öteki ucundan kulağına bir ses geldi. Bir kadın bağırıyor ve yardım istiyordu.
Oraya doğru yöneldi Frank.
Sesin geldiği yerde bir kadın ve çocuğu vardı. Serseriler etraflarını sarmış çocuğu kenara atmışlardı.
Sokağın ucundan kendini gösterdi Frank.
Serserilerden biri Frank’i gördüğü zaman.
işine bak pislik dedi.
Frank olduğu yerde duruyordu.
Serserilerden biri sana işine bak pislik dedim diyerek Frank’in üzerine gelirken. Frank onu bir diz darbesiyle yere indirdi. Arkasından gelen adamın kasıklarına tekmeyi bastı ve onuda yere serdi. Son gelen adamın elinde bir kama vardı Frank’in üzerine sallayacakken frank bıçağı tuttu ve serserinin boğazına doğru yaklaştırdı.
Bu sırada elindeki serseri yukarı doğru uçmaya başladı. Beyaz bir ağ tarafından yakalanmış ve yukarı çekiliyormuş gibiydi. Şaşkınlıkla adamı izlerken birden aynı ağ vücudunu sarmaya başlamıştı.
Frank hareket edemiyor ve sinirli bir şekilde ona, bunu yapana bakıyordu.
Duvarda tutunabilen biriydi bu. Vücudunu saran kırmızı bir giysi, kollar ve dirsek aşağısı mavi, göğsünün tam ortasında bir örümcek logosu vardı.
- Biz New York’ta insanları öldürmeyiz onları sadece pataklarız
Frank üzerindeki bıçakla ağı yırtmayı başardı ve silahını çıkartıp duvardaki şeye ateş etmeye başladı.
O şey herneyse o kadar hızlıydı ki hiçbir mermi isabet etmemişti kendisine.
Ben buradan ayrılalı neler olmuş dedi kendi kendine……
başlık yok! burası bom boş!