0
Beyler bütün hayatım taka sarmaya başladı.Bi öyleyim bi böyle. Bende bilmiyorum ne olduğumu. Boşluk ve amaçsızlık bir o kadarda hayattan iğrenme.Her şeyin gereksiz ve saçma olduğunu düşünmeye başladım. Okul dersler iş hayatı evlenme gelecek vs vs ... Dünyanın en gerekli şeyi bile mantıksız gelmeye başladı. Bütün ideolojilerden tutunda en küçüğünden birisine selam vermekten bile iğrenmeye başladım. Tabi hala saygı duydugum şeyler var ki bunlar karşısında bir nebzede olsa mutlu olabiliyorum. Küçük çocukların doğal hareketleri gibi çünkü bu dünyda tek rol yapmayanlar onlar. Belkide diğerlerinden rol yaptıkları için nefret ediyorum mantıksız geliyor. Asıl tüm bu pgibolojiye nasıl geldiğimi anlatayım. Tüm bahsettiğim taktan şeylere
Şu an normalde üni 1 olmam gerekiyordu ama okulun şartlarından dolayı 12.sınıfım.3 sene boyunca sınıfta hayran kaldığım kız vardı ama kendimi bir tak sanmadığımdan dolayı onu sevme ihtimalimin bile olamayacğını düşünürek geçirmişim.Ki bunu 4.senemde kız okuldan özel okula geçince farkettim. Meğer onun sınıftaki varlığı ve her gün okula gelişi benim bilinçaltımdaki sevgimi sürekli orada tutması için yeterliymiş.4. senemde ise herkes kafasını derslere gömdü bende dediğim gibi herşeyin mantıksız olduğunu tek tek düşündüğümden dolayı derslere olan ilgim sıfır. Daha çok kitaplara olan ilgim var. Herkes derslerle uğraşınca ben de kendi fikirlerim ve o kız kaldı kafamda.Her gün mutsuz mutsuz okula geliyorum kulağımda müzik. Klagib ergen görüntüsü.Ama bilmiyorum belki herkes kendi için böyle düşünüyor ama bende ki biraz farklı.3 senelik arkadaşım daha nasılsın diye mesaj atamıyorum çünkü en ufak bile şüphesi olursa utancımdan yerin dibine girerim diye düşünüyorum. Geçenlerde kardeşi vefat etti. Kendisinden 2 yaş küçük kardeşi. Acaip ağladım. Kardeşinin varlığından bile haberim yoktu ben sadece onun böyl bi acıyı çekmesine ağladım. Cenazesine gidince onu orada donuk bi halde hiç ağlamıyorken gördüm. Keşke ağlasaydı.O ağlamadıkça ben onun acısını dindirmek için kendi kendime ağladım. Arada ona kaçamak bakışlar attım yüzündeki ifade hiçti herşeyin boş olduğunun göstergesiydi. Onun yerine koydum kendimi defalarca dayanamadım mala döndüm resmen.Ona olan sevgim binlerce kat arttı.O kadar sağlam ve güçlüydü ki hayran kaldım ona. Yanına gittim başın sağolsun bile diyemedim. Gözlerim hem onun sevgisinin hemde onun yaşdığı acının gözyaşlarıyla dolu haldeyken ona hayatımda ilk defa sarıldım.Bi insanın sevdiğine böyle bi olayda bu duygularla sarılması gerçekten çok taktan bi durumdu..Ve bu olaydan 1 hafta sonra şaka gibi mezuniyet vardı.Ona olan utancımdan ve yaşadğı kardeş acısından dolayı bir kez bile arayamadım ama mezuniyete gelmesini o kadar çok istiyordum ki soramıyordum ona gelicek misin diye.,Tamamen benden habersiz ve ben kendi içimde hissediyordum bunları.Ona mesaj attım sanki 3 yıllık normal sınıftan bi arkadaşıymışçasına gelmessen üzülürüz falan dedim çok tatlısın falan yazdı eminim hayatım boyunca unutamıycam o yazdığı mesajı benim için çok önemliydi. Mezuniyete geldi. Herkes eğleniyor.Ben onu gördüğüm anda üzülüyorum ağlamak istiyorum.Ama o etrafa gülückler saçıyor.Ama anlıyorum hepsini bizi mutlu etmek için yapıyor.Ben iyiyim mesajı vermek için. Daha fazla hayran kalıyorum. Belki ben gözümde büyütüyorum. Kendi kendimi bitiryorum bilmiyorum. Belki de ben malım. Hayattan soğutuyorum kendimi.Ona hala bişeyler yazamıyorum. Eğer yazarsam ters cevap verirse bunun kahrıyla daha çok mahvolmaktan korkuyorum.Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.Ve ona sevdiğimi söylediğimde de onunla ne yapacağıı bilmiyorum çünkü onu acaip seviyorum.
ilk defa onun hakkındaki düşüncelerimi beynim dışında biyerlere çıkardığım için biraz da olsa rahatladım.
Tümünü Göster