+73
Cenin Dosyası FiNAL 1/5
_____________________________
Kapıyı açık odaya girmiştik... Üç tane minder vardı.iki tanesi yan yana , bir tanesi tam karşıdaydı.
Hoca karşımıza oturdu , Füsun ve ben yan yanaydık...
Pirinç vazoyu , tavandaki gözü gösterdi... "
Sadece şu gördükleriniz bile onları buraya çağırıyor... " dedi...
Füsun'a odanın pencersini açmasını söyledi... içerisi buz gibi olmuştu sadece 2 dakikada... Daha sonra pencereyi kapatmasını ve mindere oturmasını istedi.
Elimize bir kağıt verdi... Bir dua listesi vardı.
- Kulhuvallah , Nas , Felak , tekrar Nas , 5 kez Kelime-i Şehadet okuyacaktık.
Biz bu duaları okurken hoca önce saç ve tırnak parçalarımızı kibrit ile yaktı... Bunlardan çıkan duman direk tavandaki göze doğru yükseliyordu.
Daha sonra oyuncak bebeği , önceki gün bakır tepsiye koyduğumuz suya batırıyor saçlarını ıslatıyordu...
Bir yandan da dualar ediyordu... Bir ara gözünü kaldırdı... Füsun'a bakıyordu.
Ben dua etmeye devam ediyordum , ne olursa olsun duamı kesmemem gerektiğini söylüyordu.
Suya batırdığı elini Füsun'un alnından kavrayıp
"Adın ne ?" diye bağırdı...
Füsun o an Füsun değildi... Yüzü mor rengi almıştı , hocayla Aramice konuşuyordu.
"Dü em velhan de hak" (Taptığından korkmam) diyordu.
Hoca iyiden iyiye Füsun'u sıkıyordu... Yer yerinden sallanıyor , gaz lambaları patlıyordu.
Yaptığım tek şey dua okumaya devam etmekti...
Hocanın da dualara devam etmesiyle Füsun'un suretindeki cinni ayağa kalktı... Odanın içinde kendini duvardan duvara vuruyordu...
Boğazımı sıkıyordu , dua etmekten vazgeçmedim.
Hoca dua ede ede ona tokatlar atıyor , üstüne siyah bir bez geçirmeye çalışıyordu ve nihayetinde bezi geçirmişti.
"Sıkı tut onu" dedi...
Füsun'u ben tutmaya başlamıştım... Hoca topladığımız defne yapraklarından ve incir ağacının kökünden hazırladığı sıcak sıvıyı başından aşağı dökmeye başladı...
Füsun'un üstündeki bezle birlikte , bez bebeğin de saçları yanmaya başlamıştı...
ilk kez Türkçe bir şey söylemişti...
"BEN ÖLMEM" diye bağırıyordu ama nafileydi...
Gecenin sessizliğini yaran , tüyler ürperten bir çığlık sesi ile odadaki her şey tuz buz olmuştu... Ve nihayetinde ortalık sakinleşmişti.
Bezi kaldırıp Füsun'a baktık...
Bu Füsun'du , sağlıklı kanlı canlı duruyordu...
Hoca güldü... "Hepimize geçmiş olsun."