-
26.
+9Ozan camdan baktı. Önce arabaya bir göz atıp bana doğru göz kırptı ben kafamı kapıya doğru salladım o da anladı ve daha fazla uzatmadan kapıyı açtı. içeri buyur edilmeyi beklemeden, kata geldiğim gibi kendimi içeri attım. Ozanla bir tokalaşmanın ardından, geçip salona oturdum. irem ne yapıyor diye sordum. Kardeşinin adı irem'di. Bizden 1 yaş küçük dünyalar güzeli bir kızdı fakat geçirdiği trafik kazasından sonra felç olmuş, zor konuşabiliyor ve o konuştuğunu da ancak Ozan'ın tahtaya yazdıklarına kafası ile evet hayır diyerek düzgünce anlatabiliyordu. Kalkıp irem'in yanına gittim. Nasıl olduğunu sordum, bir şeyler söylemeye çalışırken diğer yandan da gülümseyerek kafasını sallamasından iyi olduğunu anlamıştım. Ozan'ın anlattığına göre irem hep beni sevmiş ve bunu hem Ozan'dan hem de benden saklamıştı. Bunu farkedemeyişim her zaman kendimi suçlu hissetmeme ve ona daha çok ilgi göstermeme neden olmuştu.
Düşüncelerden sıyrılıp yanımda duran kitabı çekip aldım. 1001 Gece Masalları adında bir kitaptı, ama tabii gerçek 1001 Gece Masalları ile alakası yoktu sadece adı öyle idi. irem bu kitabı en çok ben okuduğum zaman seviyordu, bir yandan olan hikayeyi okuyup diğer yandan ona değiştirerek anlatıyordum. Açıp bir kaç sayfa okudum dalgınlıkla hikayenin aynısını okuduğumu yarısına gelince farkettim. irem de farketmiş ama hiç bozuntuya vermemiş bir şekilde dinliyordu. Hemen isimleri değiştirip doru atları arabalarla, keskin kılıçları silahlarla güzel kızı Pınar isimli genç bir kız ile değiştirip kahramanı ben olan bir hikaye anlattım. Daha sonra ise gözleri gülen o güzel kızı alnından öpüp Ozan'ın yanına geçtim.
başlık yok! burası bom boş!