darbe olayından sonra sokağa çıkan güruh kendilerini kalabalık ve güçlü görmenin verdiği haz ve bunun neticesinde gelen sarhoşlukla şeriatı sık sık dillendirmeye başladı.
güç ve hak mazlumu dahi zalime çevirebilir.
KiN vb
her neyse...
ilk önce dinde zorlama yoktur ayeti ile başlayalım:
Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
DiKKATLi BiR ŞEKiLDE iNCELERSENiZ DiNDE, ZORLAMA YOKTUR; FAKAT BU SADECE iSLAM'A DAVETTE GEÇERLiDiR. (mealin 2. cümlesi)
yani dine girdiğinizde şeriatın tüm şiddetli cezaları ve baskılarına maruz kalmanız için bir engel yok.
müslüman bi ailede doğdunuz, bir müslüman olarak yetiştirildiniz; ama 20li yaşlarda dinden çıkıp dinsiz olmaya ve yakalanmadan münafık olarak yaşamaya karar verdiniz.
bu durumda cezalar sizin için de geçerlidir. mesela şarap içtiniz 40-80 kırbaçla cezalandırılırsınız. namaz mı kılmıyorsunuz:
Büreyde’nin (ra) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Allah Resulü (asm) namaz kılmamakla ilgili şöyle buyurmuştur:
“Kafirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı taahhüt ettiğimiz namazdır. Kim namazı terk ederse, kafir olur.”
"kafir olur" cümlesinin ne kadar büyük bir tehdit olduğunu size şöyle açıklayayım "DiNDEN DÖNMENiN CEZASI ÖLÜMDÜR"
yani müslüman bi ailede doğup özgür bir seçim hakkınız dahi yoktur.
tabloya genel olarak baktığımızda; islamda gayri-müslim halk, islam devletine bağlılık yemini ederse kültürünü dinini özgür bir şekilde yaşayabilir. şu "özgür" kısmı ise; sürekli davet kısmında zannımca biraz göz boyama amaçlı. şöyle düşünün müslüman panpalar, birileri sürekli size allah-tanrı nın olmadığını muhafazidin yalancı olduğu konusunda ikna çabasındayken ne denli özgür olabilirsiniz?
...
islamda cezaların şiddetli olmasının en büyük nedenlerinden birisi de toplumsal olarak caydırıcı bir gösteri olmasıdır. yani toplumu hizaya(!) getirme amacı güder bu cezalar.
peki yönetimde bir gayri müslimin olamayacağına göre mutlak gücü eline geçiren yeni siyasal islam otoritesi; başlangıçta güvence altına alınan gayri-müslim haklarını hiç askıya almaz mı? e sonuçta bunlarda toplumda bi aykırılık bi özentilik yaratmıyor mu?
bu bireyin doğasında olmayan gücü (beşeri, mevkiisel güç) eline aldığında karektaristik değişimle alakalı daha çok.
yani anlatmak istediğim şey; gayrimüslimler önce toplumdan soyutlanmaya çalışılır sonra taciz ve yasaklamaya kadar gider bu iş.
eliizde teoride hoş gözüken marksizmin otoriterliği yüzünden pratikte çöküşü gibi bir örnek varken, bozulmaya daha müsait bir siyasi yapının dediğiniz gibi pratikte teori gibi tıkır tıkır işleyeceğine nasıl güvence verebiliyorsunuz?
irana bakalım:
ordaki devrimi sadece şeriatçılar yapmadı, ama devrime destek veren diğerleri (bu diğerleri azımsanamayacak kadar çoktur) şuan neden oradan kaçmaya çalışıyor?
şimdiye kadar teoride kabul etmediğim şeyleri ve gayrimüslim haklarında olabilecek teori-pratik uyuşmazlığına değindim.
şimdi de; belki teorinin olduğu gibi işlediği ya da sizlerin iddia ettiği gibi sapmalarına bakalım.
http://blog.milliyet.com....alari/Blog/?BlogNo=368600
yani panpalar
şeriatı iS-TE-Mi-YO-RUM
ister haklı ister haksız diyin bana ama ben böyle düşünüyorum
yararlandığım kaynaklar:
http://dergiler.ankara.ed.../dergiler/38/284/2590.pdf
https://gerceklerleyuzles...an-vb-inanc-ozgurlukleri/
http://islamsucvecezahuku...nden-donmenin-cezasi.html
http://blog.milliyet.com....alari/Blog/?BlogNo=368600
not: cezalar böyle değil rerörörör edecek arkadaşlar kendiniz bi araştırın.
ben hiçbir zaman din-inanç tartışmasına girmedim. ne benim inancım sizi ne de sizin inancınız beni ilgilendirir. bu konu siyaset altıncısındadır ve konu siyasettir!