/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Bölüm öncesi müzik;( https://youtu.be/2P3bCurXqcc ) No1-Romeo ve Juliet

    içimde kopanı anlatan bir şarkı. Önce şarkıyı dinleyin. Sonra bunu şarkıyla birlikte okuyun.

    ---
    Bir süre öpüştükten sonra, kalçasından kavrayıp, kendime bastırdım. Kendimi kaybetmeye başladığımı hissettim. Kavramayı bıraktım. Tepki vermeyi kestim.
    ---
    Üstümden indirip, lavaboya gittim. Midem bulanıyordu. Kusacaktım. "Kusup her bir şeyi tak mu edeyim?" diye düşündüm. Nefret etmeye başladım kendimden. "Homociksuel miyim ulan ben, niye hep böyle oluyor?" diye düşündüm. Bir iki kere yüksek sesle öksürdüm. Aynaya baktığımda, yüzümü gördüm. Uzun süredir görmediğim yüzü gördüm. Kıpkırmızı bir yüz. Hayatını anlatan bir yüz. işte o an yaklaştığını anladım. Yaklaşıyordu.
    Artık zamanı gelmişti.
    ---
    Cansu arkadan gelip, sırtıma elini koydu.
    Ca:Ne oldu,Can?
    Gözleri dolmuştu. Bu kadar zayıf olmasına şaşıyordum. "Onların ağzında gümüş kaşıkla doğduğunu düşünüyordum." Belki de ağlamayı zayıflık olarak gördüğüm için ben zayıfımdır. Ağlamamak asıl zayıflıktır belki de.

    B:Hiç birşey, hiç birşey olmadı bana.
    Ca:Yüzüne bak, nasıl birşey olmadı.

    Beni sahipleniyordu. Yapmamalıydı...

    Elimi yüzümü yıkadım. Filmi izlemeye geri koyulduk(Sözde). Birşeyler yapmam gerektiğini düşündüm.
    Ayağa kalkıp, Cansu'yu belinden kaldırdım. Kalçalarından tutup, kendime yasladım.
    Boynunu yavaşça öperken, koltuğa yatırdım. Kafası bana takılmıştı. Beni anlayamıyordu. Tanıyamıyordu.
    Benim içimde kaybolmasını istemiyordum.
    ---
    Bacaklarını iki elimle kaldırıp, kollarıma aldım. Bacakları açıktı. Oraya pozisyon alıp, yaslandım. Bacaklarını bacaklarıma sabitlediğime emin olduktan sonra, kollarının altından kollarımı soktum. Boynundan biraz öptüm. Ellerimi sırtına atıp, sütyen kopçasını açmak için yeltendim. Birbirlerine bastırarak, kolayca açtım. Sonra birden geri çekildi:

    Ca:Be-Ben yapamam.
    Kurtarmıştı aslında beni.
    B:(Sessiz ve sakince)Neden?
    Aslında, onun için de nedeni yoktu. Sadece, içinde bir yerlerde yatan babasının prensesi ona yapmamasını söylüyordu.
    Ca:işte.

    Geri çekildim. Başımı yere doğru eğdim.
    B:Peki.
    Gözleri doldu.
    B:Seni ne zaman evine bırakayım.
    "gibtir git." diyormuşum gibi algıladı bunu. Biraz bozuldu, geri çekildi.
    Ca:Şimdi.
    ---

    Kapısının önüne geldim.
    B:Görüşmek üzere.
    Ca:Bir gün seni çözeceğim.
    B:Hıh, peki(Sahte bir tebessüm.).

    Sinirli atılan adımlarla birlikte evine yürüdü.
    ---
    Yola çıktım. işte şimdi kararsızdım. Kararsız olmak, çok korktuğum birşeydi.
    "Nereye gideceğini bilmeyen insan, ölüme gider."
    Beynimde bu söz tekrarlandı. Tekrar, tekrar ve tekrar.
    Yavaş yavaş yalnız kalıyordum.
    Birisine ihtiyacım var mıydı, bu yolda?
    "Bu zamana kadar, yalnız geldim. Bundan sonra da yalnız giderim."
    "Yani, sevgilim yoksa nolmuş?"
    Değil mi? Sanki sevgili çok önemliymiş gibi.
    Ama beni kontrolde tutan şey, bir kızdı. Sinirlenirsem kontolden çıkabilirdim. Sinirlenmelimiydim yoksa sinirlenmemelimiydim ?
    Sinirden bahsedince sinirimin arttığını hissettim. Sinirim arttı. Kendimi tutmayı kestim. Gözlerim doldu. Ağlamayacaktım.
    "Sadece zayıflar ağlar." Zayıf olmayı kestim, geriye kaydım. Sırtımı eğip, kafamı camın arkasına sakladım. Vitesi 3e atıp, deviri 7nin üstüne çıkardım. Gazı hakkıyla açmaya başladım. Gözlerim yanıyordu. Gözlerim çok yanıyordu. Biraz daha hızlandım.
    "Piste mi çevirmeye çalışıyorum, yolu?" "Boşver, bazen kafa dağıtmak gerekir."
    Diyip, yoluma konsantre oldum.
    ---
    Oluşan portreyi merak ettiğimi söylemiştim. Sanırım görmediniz.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster