Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/ElEu8c7zz-8 ) Zeus Kabadayı - Çok mutlu bir şarkı

Şarkı o kadar güzel ki, ağlayacaksınız.
---
Biraz sonra sol kolumun parmaklara kadar uyuştuğunu, ensemin ağrıdığını anladım. Başım dönmeye başladı. Beni hastaneye zütürün dedim. Sonrası karanlık.
---
Kalp krizi geçirdiğimi anladım. Başımda ev halkı ve Cansu'nun ailesi vardı. Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda hemşireyi çağırdılar. Tansiyonumu ölçtü. Tansiyonumun yüksek olduğunu söyledi. Bana ne olduğunu sordum. Birşeyin yok, tansiyondan dolayı bayılmışsın. Yalan söylediğini biliyordum.

H=Hemşire
B:Ha, o halde birşeyim yok.
H:Evet, yok.
inceden gülerken, kafamı aşşağı eğdım. Kaldırıp konuşmaya devam ettim.
B:O halde benim neden sol kolum uyuşmuştu?
H:Tansiyondan.
B:Tansiyondan mı ensem ağrıdı?
H:Evet.
---
iyiliğim için de olsa, yalandan nefret ediyordum.
"Babama bakıp, ne oldu bana?" diye sordum.
"Birşey yok oğlum. Tansiyondan olmuş." diye cevap verdi.
Ulan sanki ilk defa oluyor(Kol uyuşmasından bahsediyorum.).
Yüzüne baktım, buruk yani yalandan bir gülümseme vardı.
"Haa, birşeyim yok o halde." dedim ve gülümsedim.
"Tabi oğlum. Daha kaç yaşındasın ki sen? Ne olacak yani."
40'ı çıkarırsan dua et derlermiş gibi hissettim.
---
Bir süre sonra hastaneden taburcu oldum. Okula gittim. Hocadan izin alıp, derse girdim.
Sırama oturup, selam verdim.
---
Okuldan çıkma vakti geldiğinde benimle geleceğini söyledim(Cansu'ya).
Çıkma vakti geldi. Okuldan çıkıp, motogiblete bindik. Bir süre sürdükten sonra sinirlenme ihtimalim olduğu için sahile sürdüm(Kumsalsız olan).
Geldik ve banka oturduk.
Ben=B Cansu=Ca

B:Nasılsın Cansu(Aramıza biraz mesafe koyarak.)?
Ca:iyiyim Can, sen nasıl oldun?
B:iyi oldum, daha iyi olacağım.

Mesajı anlamadı. Anlamasını sağlayacaktım.

B:Bana ne olduğunu anlatmanı istiyorum.
Ca:Sana birşey olmadı Ca-.
B:Sakın(Sesimi yükselterek),sakın bana yalan söyleme. iyiliğim için bile olsa, sakın yapma bunu.
Ca:Anladım. Duymak istediğine emin misin?
B:Evet.
---
Önce bir yutkundu. Oturmam için, elini banka uzattı(Soruyu sorduğumda kalkmıştım.).
Konuşmaya başladı.
Ca:Bayıldığını görünce, baban hemen arabaya bindirip hastaneye getirmiş(Acile yakınız. Ambulans çağırılsaydı vakit kaybı olurdu.). Hastaneye geldiğinde(Bana olan birşeyi duyunca hep gözüm döner. Bayıldığımı duyunca da oldu.)sen--

B:Bana ne olduğunu duymak istiyorum. Anlattıklarını değil.
Ca:işte, şey olmuş sana.

Bir kaşımı yukarı kaldırdım. Ne diyeceğini merak ediyordum.

Ca:Kalbin şeymiş.
B:Ne?
Ca:Delikmiş.

Ayağa kalkıp, ciddi ciddi gülmeye başladım. Bir süre kahkaha attıktan sonra...

B:Şu surları görüyor musun(Denizin ayaklarımızın altına gelmesini engelleyen yer.)?
Ca:Evet.
B:işte orası bana sınırı hatırlatıyor. Hayatın sınırlarını anlatıyor. Hayatını düşün, deniz gibisin sen. Hatta, aileni de okyanus gibi düşün. Senin temizlenmeni onlar sağlıyor. Bu surları da, arkadaşların gibi düşün. Eğer bu surlar olmasa, bu deniz her yeri talan eder.

B:işte, ben o denizdim. Artık surlarım yıkıldı. Kurtulma şansım varsa bile, günlük 10 ilaç içeceğim. Ölmeden, öleceğim. Her gün sürüneceğim. Her günüm berbat geçecek.
Şimdi, söyle bana. Benim intihar etmemem için bir neden kaldı mı?

---
Yeni bölüm yarın, bu günlük bukadar.