Çiftçi tavukları için hiç yorulmayan bir sirkan almak için pazara gider.
Pazarci : istediginiz herseyi bu sirkan yapar, diye azgin mi azgin bir sirkan satar bizim çiftçiye.
Adam çiftlige döner ve sirkanı kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. Ama sirkan cok azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. Adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, sirkan iki günde ölecek diye. sirkanı tutmaya çalışır ama nafile. Neyse der eve girer. Ertesi gün bir bakar ki, sirkanın ayaklar havada, dili dısarda kümesin önünde pestil vaziyette yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.
Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye, şeklinde söylenir.
Sirkan, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kısık sesle homurdanır;
-Hişşşt! Akbabayı kaçırıcan amk sus!