-
576.
+23Bu entry uykusuzlugun meyvesidir. Biraz uzun ama kör olabilirsiniz..
Derin yine benim dediklerimi dalgaya vurup, manyakça bir hareket yaptı. Bana iyice yaklaşıp kafasını kaldırdı ve dilini çıkardı. Kendime engel olamayıp gülümsedim. Bu çocukça hareketi karşısında bile çok şirin gözüküyordu.
Sonrasında öyle bir şeyi nasıl yaptım bilmiyorum. Ama eğilip omuzlarından tutarak burnuna ufak bir öpücük bırakmıştım. Normal hissettiğimi söylemeyi çok isterdim. Gerçekten. Ama zavallı organlarım -en çok da kalbim- içeride görünmez bir el tarafından sıkılıyor gibiydi. Kalbimi üzerine kusmamaya çalışırken Derin donakalmış bir halde bana bakıyordu. Gözleri kocaman açıldı. Emin olduğum bir şey varsa o da az sonra iyi hissetmeyeceğimdi.
Ne yaptın sen?dedi adeta fısıldayarak.
Im... Hiç?
Deniz ben ciddiyim!
Bir şey yapmadım.
Koluma bütün gücüyle geçirdi. Ah! deyip kolumu tuttum. Bir tane de diğer koluma geçirdi. Derin yavaş! Elleri incecikti ve tenimde bıçak etkisi yapıyordu.
Geri zekalı böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Ne cüretle! Koluma sağlam bir yumruk atınca daha önce az yumruk atmadığından emin oldum çünkü böyle bir yumruk, antrenman isterdi.
Sanki daha önce hiç seni öpen olmadı, dedim kollarını tutmaya çalışarak. Öpen olmadığını adım gibi biliyordum. Ama bu itirafı ondan duymak beni mutluluğun zirvelerine roketle fırlatacaktı.
Yoo oldu,dedi. Tabir yerindeyse apışıp kaldım. Ne? Cidden olmuş muydu? içimde hissettiğim o derin mutluluğa hüzün büyük bir savaş açtı. Mutluluk ağır yaralarla mağlup edildi.
Kim?dedim hayret dolu bir sesle.
Babam!deyip koluma bir tane daha geçirdi. Hah! Babası!
Başka biri olmadı mı yani? Sevinçten neredeyse ağlayacaktım! Duygularımı saniyeler içinde fırtına misali oradan oraya sürüklüyordu. Üzüntüden öldürürken aniden dünya üzerindeki en mutlu insan yapabiliyordu. Bir insan böyle bir güce sahip olmamalıydı.
başlık yok! burası bom boş!