-
176.
+9Zihnim allak bullak. Nasıl bir durumun içerisine düştüğümü bir türlü idrak edemiyorum ama bu durum tuhaf bir şekilde de hoşuma gidiyor. Düşünsenize, yıllar boyu bir melek size kanat germiş, sizi gözetleyip koruyup kollamaya çalışıyor. Bir yandan da utanıyorum biliyor musunuz? Neden derseniz, o benim için nelerden fedakarlık etmiş ve ben tüm bunlardan bi haber şekilde yaşamış geçmişim. Anlattıkça kalbim resmen içerde krizler geçiriyor...
-Kimden geldiğini bilmesem de o bir hediyeydi bana. Atmak istemedim. Ne zaman üşüsem o polara sarılırım. Sabah uyandığım sürprizi hatırlarım. Bekledim hep bir gün biri gelir de ister diye ama kimse gelmedi. Gökten indiğini düşünmüşlüğüm bile oldu saçma bir şekilde. Ama her zaman hoşuma gitti biliyor musun? Ne zaman üşüsem ona sarılınca hep bir huzur kaplardı içimi.
+Defterin son sayfasına ulaşmadın henüz dimi? (nasıl bir gülümseme desem bilemedim. yani umarım ulaşmamışsındır dercesine bir dilek içeren bir gülümseme hayal edin)
-Hayır?..
Çantamı aldı, açıp içinden defterimi çıkardı. Son sayfasını açıp okumaya başladı...
"Tahmin ettiğim üzere bu şehirde yaşamıyorsun. Yani gece boyu otel aramandan ve meraklı gözlerle etrafı incelemen beni bu düşünceye sürükledi. Beni tanımıyorsun, ki zaten ben de seni tanımam etmem. Ama isterdim seni tanımayı çünkü yazdıklarını okuduğum zaman tüylerim diken diken oldu. Neredeyse hepsini okudum. Özeline girdim biraz özür dilerim ama merak işte insan engel olamıyor bazı şeylere. Bu gece farkında olmadan uyudun kaldın çimenlerin üzerinde ve gerçekten çaresiz görünüyordun. Ben pek sık gelmem bu kıyılara, nadiren denizi izlemeye uğrarım. Soğuk havalardan da pek hoşlanmam, bu yüzdendir hep buraya gelirken yanımda mutlaka sarılacak bir şeyler bulunur. Bu gece sen benden daha fazla üşüyeceksin eminim. Bu tanımadığın bir insandan bir hediyedir sana yabancı bir şehirde ki ilk gecende. Umuyorum ki sıcak tutar. Ben Funda. Hatırlamayacağın bir yabancı... 20.10.2013"
başlık yok! burası bom boş!