0
ÜÇ GÜN SONRA GENELKURMAY KARARGÂHI HAREKAT PLAN ODASINDA
istihbarat teşkilatlarından, dış işleri uzmanlarına, deniz kuvvetlerinden, birçok milli savunma sanayi firması uzmanlarına kadar birçok uzman yapılacak operasyonu planlamadan önce gönderilecek adamın ne tür meziyetleri olması gerektiğini, kriptolu bir haberleşme cihazı için Aselsan’ın neler yapabileceğini, adamın nasıl gideceğini vb. onlarca konuyu konuşuyordu.
O ise projenin mucidi olarak hangi özelliklerde birinin işe yaracağını ve çay sohbetinde uzun uzun anlattığı önleme ve erken uyarı prosedürüne ait ince detayları izah etmesi için çağrılmıştı. Bir saat boyunca verdiği brifingin sonunda toplantıdaki en üst düzey yetkili olan general;
-Şimdi yukarıya gerek komutanlarım gerekse hükümet yetkililerine bu planı arz etmeden önce uygun kişiyi de bulup öyle çıkmam lazım. Planın ana hatları hatta Aselsan’ın hangi kripto cihazı ile haberleşileceğine kadar belli oldu. Geriye ufak bir detay kaldı. Kimi göndereceğiz? Bunu da arza çıkmadan belli etmemiz lazım.
Herkes de ufak bir gülüşme oldu. En önemli detay bu idi. Komutanda buna dikkat çekmek için “ufak detay” demişti. Sonra tekrar Kağan’a dönerek,
-Sen diyorsun ki verimliliği maksimum yapmak için şu özellikler de adam lazım ama bizde böyle bir adam yok. Hatta dünyada hangi orduda vardır bilmiyorum. Madem sen bu kadar şeyi bilip tanıdığını iddia ediyorsun sana özel kuvvetlerden bir komando, SAT/SAS timi veya bir fiziki performansı çok yerinde bir pilot ayarlayacağız ve sen onun birkaç haftada yetiştireceksin. Süremiz az çünkü hem balistik terör tahammül edilemez hal aldı hem de bölgedeki ajanlarımızı bir bir kaybediyoruz. Yakında üs yakınında ki barınağı inşa edip uzmanı sokacak kimse kalmayacak. Yani Kağan Bey işin zor. Çok süper bir öğretmen olmalısın. Adam senin gibi üzerinden geçen uçağın altına bakınca ne takılı olduğunu anlamalı. Elindeki tabletteki kataloğa bakana kadar geçip gitmiş olur çünkü. Zaten yanında tablet falan da olamaz.
Kağan’la birlikte tüm toplantı odası sessizliğe bürünmüştü. Herkes onun ağzının içine bakıyor yavaş yavaş bu adam neden komutana cevap vermiyor diye düşünmeye başlamışlardı ki,
-Komutanım, dedi düşük bir sesle dikkatlice gözlerine bakarak. Yavaş yavaş devam etti, ne istediğinizin farkında mısınız edası içinde,
-Siz benden 30 yılda yaptığım birikimi 3 haftada bir adamın beynine nakletmemi istiyorsunuz. Bir kasabadaki 2000 kişinin kişisel özelliklerini bir adam 3 haftada isim isim ezberletebiliriz. Ancak hepsi iki kulaklı bir burunlu bu adamları görür görmez tanıyacak şekilde resimlerini ezberletmemiz hem de her açıdan gece karanlığı dahil mümkün mü? Siz 30 yıldır orada yaşamaktasınız herkesi görür görmez tanırsınız. Çünkü beyninizde böyle bir göz aşinalığı denen özellik var. 3-4 haftada 2000 kişiyi ezberletecek öğretmende öğrencide yok, bu imkansız.
Kağan’ın bu cevabı üzerine toplantı sona erdi. Komutan toplantıyı ertesi gün sabah 10’a ertelemiş herkesin katılmasını istemişti. Yardımcısına ise sabah 08:30’da O’nun hakkında her şeyi bilmek istediğini dosyasını masasında istediğini söyledi.
Yine uyku tutmamış halde sabah istenilen saatte toplantıda idi. “Yıllardır günde sadece 4 saat uyuyorum aslında casus-gözlemci için ideal kişi benim” diye kendi kendine düşünüp kendi ile dalga geçiyordu.
Ertesi gün komutan;
-Gönderilecek kişiyi seçtik herkes planlamasına başlasın.
Deyince salondakiler afallamıştı. Daha ilk şoku atlatamamışlardı ki,
-Seni seçtik, zaten askerliğini komando yapmışsın,
Dedi. 40 yaşını geçmiş göbekli komandoya.
Tümünü Göster