/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 301.
    +3
    mine, gözlerindeki -az önce fener gibi parlayan- ışık sönmüş, yüzü düşmüş bir halde dönmüştü
    bana.. sözde hala gülümsüyordu ama, buz gibi, soğuk..bir infazcının gözlerindekine benzer
    duygusuz bir gülümseme..
    bana sormasını bekledim..-hatta içimden yalvardım- "kim bunlar tsigalko?"
    diye.. sormadı..sorsaydı ya? sallasaydım ben de..geçiştiriverseydim.. espiri konusu yapsaydım..
    ama sormadı..
    eh..belli ki zaten biliyordu... yüzündeki ifade de aksini iddia eder gibi değildi zaten..
    az önce ne hakkında konuşuyorduk bilmiyorum..ama her neyse bir an da sönüvermişti..ben,
    konuşmaya çalıştım ama, beceremedim..o hala soğuk soğuk gülümsüyor bana.. dudakları
    incelmiş.. gözleri boş ve donuk bakıyor..
    bitmek bilmeyen bir an..geçmek bilmeyen saniyeler... yine beynimi okuyordu... eminim..
    sonra aniden, durumu kurtarma adına kullanılabilecek bir mucize oldu.. aramın iyi olduğu eleman
    gelip, "dostum, senin yer boşaldı, istersen oraya alabilirim sizi?" dedi..
    oh..
    oh..
    "tabi tabi geçelim" dedim, resmen balıklama uçarak.. mineye onaylatmayı bile
    unutuvermiştim.. genelde ben en ufak şeylerde bile nezaketen onun okeyini de alırdım, zaten hiç
    itiraz ettiği olmamıştı ama diyorum ya, yine de sorardım.. tsigalko sorardı..
    apar topar kalkıp, masamıza doğru ilerlerken, beynimin tüm blokesine ve itirazına rağmen, adeta
    refleks olarak dönüp arkama baktım, yine sadece 1 saniyeliğine..
    ozan leoparlar misali ayşeni boynundan yakalamış, kız da gözlerini hafifçe kısmış, tam bir vahşi
    doğa belgeseli..
    ve tabi bu bakışım da mine tarafından farkedilmişti..
    ben allak bullak, ne düşüneceğimi, ne düşünmem gerektiğini şaşırmış bir halde yeni masamıza
    oturmuş, onun yerleşmesini bekliyordum.
    ···
   tümünü göster