/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 551.
    +2
    yine de dediğim gibi, kızlar bu konuda daha tutucudur, ebrunun benden başka da konuştuğu
    insanlar vardı yani *
    ufuk sümsüğü, benim kızın bir önceki çıktığıydı malum... bir kaç kez dik dik baktım buna, bakalım
    ne tepki verecek diye, esnemekle yetinince "ya tsigalko uraştığın şeye bak aq" deyip kendime
    güldüm..
    iki yeni kızla tanıştım sınıftan, diyorum ya, artık insanlar bana karşı biraz daha
    yumuşaklar.. sonuçta ben, sevgili olunabilecek kadar iyi bir çocuğum yani, bunu anladılar sanırım

    kızların isimleri seda ve tuğçe, biri hoş bir kız, öbürü dışarda kapanıyor(tuğçe). insanları dış
    görünüşüyle yargılamam, ama her kuğunun da kendi gölünde yüzmesi taraftarıyım..
    ikisi de iyi kızlar ve ilerleyen bölümlerde hikayeye epey dahil olacaklar..
    görüldüğü gibi, en sonunda dalgalar durulmuş, rüzgar kesilmiş, hayatım biraz sakinleşmişti.
    ama ben dalgalı denizlerin fatihi olmaya alıştığım için, deyim yerindeyse rahat zütüme batmıştı ve
    bir süre önce aklımın arka odalarından birine attığım, ama üzerine kapıyı kilitlemeyi unuttuğum bir
    düşüncem, bu huzurlu hayata bir son vermek gerekliliği uyarınca yeniden su yüzüne çıkmıştı.
    ebruya ayşen (two) yu ve onunla geçirdiğim günü anlatacaktım..
    bu konudaki kozlarım ise, "dobralığım" "ondan hiç bir şey gizleyemiyor oluşum" ve "onu gerçekten
    düşündüğüm için aramızda sır kalmasını istemediğim" olacaktı..
    kim bilir, belki bu açık sözlülüğüm karşısında, o da bana bir şeyler anlatırdı,
    ya da "lanet olsun sana" deyip ağlaya ağlaya beni terk etmeye çalışırdı...
    o kadar abartır mıydı bilemiyorum, ama bildiğim bir şey varsa, o da bu konuyu ondan
    gizlemeyeceğimdi... yeterince sır saklamıştım zaten.. yeterince yalan söylemiştim...
    bir gün okul çıkışı, bana minenin öğrettiği ( hani şu ilk ayşen (two) tartışmasının yaşandığı) kafeye
    zütürecektim onu,
    orası bir nevi "ayşenle muharebe" alanı olmuştu artık *
    ···
   tümünü göster