son derede talihsiz..
son derece berbat bir rastlantı..tesadüf..
bu kısa bakışmanın ardından geçmesi için yol vermeyi akıl ettim, geçti..geçerken saçlarının
rüzgarı, yangın yerine dönen yüzüme hafif bir esinti çaldı..
ceyda ile sınıftan çıktık..demin kıkırdayan, arsız, enerjik kız bir an da köze dönmüştü..ya ben?
ben de ondan farksız sayılmazdım..
ellerimiz ayrıldı..koridorda ilerleme başladık..ceyda duygu makyajı yapmaya çalıştığı ölü ses
tonuyla konuştu,
"garip bir tesadüf oldu..dimi?" gülümsemeye çalıştıysa da beceremedi..çünkü benim gördüklerimi
o da görmüştü ve bu öyle araştırma görevlisine, ya da herhangi birine basılmaya benzemezdi..bu
durumda bile neşeli ve alaycı ruh halini korumak için pişkinlikten fazlası gerekirdi..
"öyle" dedim dudak bükerek.."görmemiz gerekmezdi..onun da bizi görmesi.."
evet..eğer ceyda ikinci kere üzerime atılıp işi uzatmamış olsaydı, bu rastlantı hiç gerçekleşmemiş
olacaktı..dediğimi dinlemeliydi..şimdi ise, sanki onca yaşattığım, yaşattığımız, yetmezmiş gibi,
adeta nispet yaparcasına karşısına çıkmıştık ebrunun..
o halimizi görünce ne düşünmüştü allah bilir..
bir zamanlar sınıftan el ele çıktığı adamın, o halini görünce..
keşke bizi görmeseydi... görmek zorunda değildi?
keşke beni de hiç görmeseydi..
tıpkı dediği gibi..keşke beni hiç tanımamış olsaydı..ben de onu..varlığımızdan bile haberimiz
olmasaydı da, böyle deforme kalplerle ve parçalanmış ruhlarla dolaşmak zorunda kalmasaydık..
keşke..ah be ebru..
http://fizy.com/#s/1ahft9
kantinde oturmuş çaylarımızı yudumluyorduk..elleri, uzadıkça daha da kıvrılan saçlarımın
arasında dolaşıyordu..sonra yüzümü okşadı, beni dalgın düşlerimden uyandırmak istercesine
konuştu,
"tsigalko, bebeğim..takma bu kadar bence"
boş gözlerle ceydaya baktım.."nasıl?" dercesine kafa salladım..
"çok vicdanlı bir çocuksun sen..diyorum ya, hem gamsız hem de duygusalsın... bu ikisi bir arada
nasıl oluyor, inanılır gibi değil (:"