Avrupa’da 15. yy’ın sonlarından itibaren yavaş yavaş yayılmaya başlamış olan matbaanın, Osmanlılar’da 1727 yılı Temmuz ayına kadar, yaklaşık 250 sene gecikmiş olmasının en büyük sebebi, gerek istanbul’da, gerekse taşralarda hattatlıkla geçinenlerin sayısının çok büyük bir sayıya ulaşmasıydı. Esasen aynı anda binlerce kitabı çoğaltabilen bu hattatların yaptığı işi o günkü matbaa makinelerinde yapılmasına imkan yoktu. Bir kitabı basmak günler, hatta aylar alabiliyordu. Bunun yanında böylesine bir meslek grubunun bir anda ortadan kaldırılması da birçok sıkıntıyı beraberinde getirebilirdi. Bu meselenin hem estetik, yani yazma eserdeki güzellik ve sanat kıymeti, hem de kısa zamanda çok sayıda eser çoğaltma cihetini unutmamak gerekir. Meselenin bir cephesi de ekonomiktir ve birçok batı kaynakları da bunu kabul etmektedir.

(alıntıdır.)